Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, "Mekan, Tasarım ve Deprem" başlıklı bir çalıştay düzenlerken, konuşmacılardan İçmimarlar Odası Ankara Şube Başkan Yardımcısı Ajda Zaim, "Son 100 yıla baktığımızda 6 üzeri, 50 deprem olmuş ve 75 bin 859 can kaybı yaşanırken 500 binin üzerinde bina hasar görmüş. Can ve mal kaybının yüzde 30'dan fazlasının son 20 yılda olduğunu görüyoruz. Yapı teknolojisi gelişmiş olsa da afetlere karşı aldığımız tedbirler yetersiz kalmış" dedi. Uluslararası konuk Doç. Dr. Andrew Charleston da, Türkiye'de kullanılan betonarme ve benzeri sistemlerin ağır yapılar olduğuna değinerek, bu tür çok katlı yapılarda uygulama ve deprem anı stratejilerinden bahsetti.
Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, "Mekan, Tasarım ve Deprem" başlıklı çalıştaya ev sahipliği yaptı. Dört gün boyunca süren etkinlik kapsamında, panel ve çeşitli atölye çalışmaları gerçekleştirildi. İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Belgin Terim Çavka moderatörlüğündeki ilk etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Yaşar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Gürel, "Bu coğrafyada, ekimden itibaren kelimenin her anlamıyla sallanıyoruz. Fakültede depremden sonra depremle ilgili birçok münazara yaptık. Akademisyenler ve profesyonel kişilerle konuya çözümler aradık. Binaları dizayn etme konusunda deprem sorunu için tüm imkânlarımızı kullanmayı umuyoruz. Artık çok iyi bildiğimiz gibi insanların ölümüne neden olan depremin kendisi değil, yıkılan binalarda kullanılan malzemelerdi. Mimar ve iç mimarlar olarak, depremlerde herhangi bir can kaybı yaşanmaması için neler yapabiliriz? Eğitmenler ve akademisyenler olarak neler yapabiliriz? Bu etkinliğimizde buna cevap arıyoruz" dedi.
"Amacımız; bu başarılı ortaklıkla ilk adımı atmak"
İçmimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Burcu Yazgan Parlak da, depremin felaketinin, tüm İzmirlilere kendi alanlarında birçok sorumluluk yüklediğini belirterek, "Bu atölyenin amacı; iç mimarlığın, binaların inşa edilmesindeki temel etik değerlerdeki rolünü tanımlamak. İç mimarlıkta bir alan oluştururken iki bakış açısı çok önemlidir: Binanın altyapısı ve binaya yapılan eklemeler. Bir binaya eklemeler yaparken karar verilmesi gereken bazı teknik kurallar vardır. Binaya yapılacak olan bir ek yük, yeni bir mimari proje gerektirir. Diğer disiplinlerle beraber çalışmalıyız. Amacımız; bu başarılı ortaklıkla ilk adımı atmak, kamuoyuna bilgi vermek ve farkındalık oluşturmak. Aktardığımız her bilgiyi gelecek nesillere miras bırakacağız. Her zaman sorumluluk alacağız" diye konuştu.
İçmimarlar Odası Ankara Şube Başkan Yardımcısı Ajda Zaim, "Deprem ve İç Mimari Yaklaşım" başlıklı seminerde, odalarının deprem komisyonu tarafından hazırlanan raporunu paylaştı. Deprem sırasında iç mekanlarda özellikle ağır mobilyalar, buzdolabı gibi eşyaların devrilmesinin; can kayıpları, yaralanma gibi istenmeyen sonuçlara neden olduğunu belirten Zaim, "1999 depreminde yaralanmaların yüzde 50'si, ölümlerin yüzde 3'ü yapısal olmayan yapı elemanlarından kaynaklanmış. Hayatta kalanların yaşadığı maddi kayıpların yüzde 30'unu ise beyaz eşya, mobilya, elektronik cihazlar vb. oluşturduğu kanaatine varılmış. Hasarlar nedeniyle sadece can ya da mal kaybı olmuyor, aynı zamanda sistemi de durduruyor. İş yerleri, okullar, hastaneler duruyor. Gayrisafi milli hasıla bütünüyle etkileniyor. Sağlık sisteminden okullara kadar kamu binaları vs. iş göremez hale geliyor" bilgisini vererek deprem sırasında olası zarara neden olabilecek tavan sistemlerinden aydınlatmaya kadar her türlü elemanın nasıl yapılması gerektiğini de anlattı.
Kamu kurumlarında iç mimar istihdamı önemli vurgusu
İç mimarları, bireyler ile afetler arasındaki bariyer olarak nitelendiren Zaim, "Depremlerden sonra baktığımızda bilgisiz kişiler tarafından kolon kesme vb. müdahaleler yapıldığını ve bunun da yıkıma neden olduğunu görüyoruz. Form kaygısı, afet kaygısından sonra gelmeli. Formunuzu, fonksiyona uygun seçeceksiniz. Tasarım yenilemelerin, fonksiyon değişliklerinin iç mimar eliyle yapılması tedbirin artırılmasına denktir. Binadaki revizyonlar iç mimarın müdahalesiyle gerçekleşse istenmeyen sonuçlar yaşanmayacaktır" diyerek kontrol için kamu kurumlarında iç mimar istihdamının önemine de dikkat çekti.
Farklı disiplinleri bir araya getiren etkinlikler dizisinde, Türkiye'deki yapı stoku özelinde deprem anında nasıl hareket edilmeli ve deprem öncesi ne gibi hazırlık ve yapı düzenlemeleri yapılmalı, tüm disiplinler özelinde tartışıldı. Mimarlık Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Mauricio Gabriel Morales Beltran moderatörlüğündeki panelde ise 'Mimarlar için Sismik Tasarım' isimli kitabıyla öne çıkan Yeni Zelanda'dan Strüktür Mühendisi Doç. Dr. Andrew Charleson ve Kandilli Rasathanesi Bilim Kurulu, Türkiye Deprem Mühendisliği Milli Komitesi ile Ulusal Deprem Konseyi Üyesi İnşaat Mühendisi Prof. Dr. Mehmet Nuray Aydınoğlu yer aldı.
30 Ekim İzmir depreminde Bayraklı ilçesinde yıkılan tüm binaların 1975 Türk Sismik Tasarım Kanununa göre 1990'ların başında inşa edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Aydınoğlu, "Kalite kontrol sistemi ile desteklenen sağlam mühendislik ve inşaat uygulamaları geliştirmedikçe, nispeten küçük veya orta şiddetteki depremlerde bu kadar ağır hasarlara maruz kalmak çok talihsiz bir durum; ancak olumlu bir gelişme olarak 2011 yılından bu yana Bayraklı bölgesinde inşa edilen bir dizi yüksek binanın, olumsuz saha koşullarına rağmen ileri mühendislik ve inşaat uygulamaları sayesinde, beklendiği gibi çok iyi performans gösterdiği görüldü" bilgisini verdi.
Mimari çözümleri konusunda öneriler
'Sismik tasarım ve Mimari' başlıklı sunum yapan Doç. Dr. Andrew Charleson ise mimar ve mimar adaylarına İzmir gibi deprem kuşağında olan yerlerde proje yapmadan önce çok iyi ön araştırma yapmalarını, mutlaka uzman mühendislerle birlikte çalışmalarını, teknolojiden yararlanmalarını, daha önce yapılan iyi ve kötü örneklere bakarak karar almalarını tavsiye etti.
Depreme dayanıklı binaların nasıl olması gerektiği konusunda örnekler veren Charleson, yaşanan son İzmir depreminde ve tüm ülkelerdeki depremlerde yıkımlara bakıldığında ortak problemin yumuşak- zayıf kat olduğunu belirterek, bunun mimari çözümleri konusunda önerilerde bulundu.
Panel, katılımcıların binaların sismik tasarımında mimarların rolü ve sismik tasarım eğitiminin mimarlık okullarının müfredatına dahil edilmesinin önemi hakkında tartıştıkları, Mauricio Morales Beltran moderatörlüğünde tartışma ile son buldu. Öte yandan, Bayraklı Belediyesi temsilcileri, Mimarlar Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Öğretim Üyesi İlker Kahraman, Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Betül Bilge Özdamar da, depremle ilgili güncel çalışmalara değinerek, Dr. Öğretim Üyesi Belgin Terim Çavka yürütücülüğünde gerçekleşen iç mimari ve deprem ilişkili atölye çalışmasına katkıda bulundu. Mimarlık Bölümü, 3. ve 4. sınıf stüdyolarının öğrencilerine de depremle ilgili konularda temel bilgiler vermek amacıyla bir atölye çalışması da düzenledi. Üniversite, sivil toplum kuruluşları ve kamu kurum yetkilileri, çalıştay için bir araya gelip tartışma ve bir arada çalışma fırsatı yakaladı.