ERTAN YILDIZ
CHP'li Esenyurt belediye başkanı Ahmet Özer, terör örgütüne iltisaklı olma iddiasıyla dün sabah evinde gözaltına alındı ve akşam da çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp Marmara cezaevine gönderildi...
Ahmet Özer'in suçlu ya da suçsuz olduğuna Türk Adaleti karar verecek... Hakkında yazılan çizilen iddialara bakıldığında; Esenyurt belediyesine "KAYYIM"ın gelmesi kaçınılmaz görülüyor!
Fakat, TV'lerde yandaşların estirdiği rüzgara bakılırsa; CHP genel merkezinden önce Esenyurt belediyesine kayyım değil de içeriden bir meclis üyesinin seçilmesine fit oldukları gözleniyor!
Ancak, terör gibi suçlardan görevden alınan bir belediye başkanın yerine içeriden bir meclis üyesinin "Başkanvekili" sıfatıyla seçilmesi yasalara ve yönetmeliklere göre mümkün değil! Hele ki; Mersin MV Ali Mahir Başarır'ın kayyım için bir kaymakamın ya da bir vali yardımcısının atanmaması için Halk TV'de yaptığı açıklamalara bakıldığında; insan ister istemez içinden "yuh artık" diyor!
Bu yönde pek çok emsal geçmiş dönemlerden gösterilebilinir... Kaldı ki; bunların patenlerinin kimlere ait olduğu da kamuoyu tarafından biliniyor!
Çok daha ilginci; Özel'in de İmamoğlu'nun da Ahmet Özer çıkışları kuşkusuz Kemal Kılıçdaroğlu'nu da akıllara düşürdü!
Böylesi hallerde 3'nün de açıklamalarını Google üzerinden toparlayın, yan yana koyun tıpkısının aynı şiddette ve üç aşağı 5 yukarı aynı kelimelerden oluştuğunu görürsünüz!
Türkçesi, işlerine geldi mi hukuk, işlerine gelmedi mi guguk dediklerine şahit olursunuz!
Bu bağlamda; Ahmet Özer, öncelikle Mersin'den bir ilçeye aday olarak DEĞİŞİMCİLER tarafından atanacaktı! Fakat, Türkmen vatandaşlarımızın tepkisinden çekindiler ve Ahmet Özer'i "Kent Uzlaşısı" savsatası adı altında getirdiler İstanbul'a ve Esenyurt belediye başkanlığına aday atadılar...
Ahmet Özer'in kim olduğunu bilmeyiz ve tanımayız...
Kişiliği içinde herhangi bir laf etmeye hakkımız yok...
İyi bir akademisyen, seçilmiş bir belediye başkanı da olabilir...
Ancak, bunlar avantajları bile olsa ona "suç işleme" özgürlüğü tanımıyor ve vermiyor da!
TV haberlerinden öğrendiğimiz kadarıyla; PKK'nın elebaşlarından Remzi Kartal'la 14 defa telefonda görüştüğü belirtiliyor...
Bırakın akademisyen olmayı, lise öğrencilerine bile sorsanız; Remzi Kartal'ın neyin nesi olduğunu 3 aşağı 5 yukarı bilirler...
Hal böyle olunca; İmamoğlu'nun da aynı zamanda danışmanlığını yapmış olan Ahmet Özer'i, Özgür Özel'in de sizden, bizden daha iyi tanıdıklarını söylersek de yanlış kelimeler sarf etmemiş oluruz diyoruz...
Ayrıca, hele ki terör gibi hassas konular, sağlam delillere dayandırılmadan gereği yerine getirilmeye kalkışılır mı? Ne yani; İETT'nin çıktığı otobüs bakım-onarım ihalesine mi benzer Ahmet Özer'in tutuklanması?
Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına...
Bilindiği üzere; defterlerini CHP İstanbul MV Özgür Karabat'ın tuttuğu otobüs imalatçısı ve İETT'nin çözüm ortağı Remzi Baka, sık sık Telegram Haber'e konuk oluyor...
Remzi Baka, İETT'de inanılmaz ihale başarılarına imza atan bir girişimci... Ne hikmetse; yıldızı İmamoğlu'nun İBB başkanı olduğu dönemde parlıyor...
Yıllık ihale cirosu da 2 milyarın altına düşmüyor...
Geçtiğimiz ay sözleşmesini imzaladığı 3 ihalenin miktarı 4.5 milyara yakın...
İETT, bu aralar yeni bir garaj ihalesine de çıkmak üzere...
Tek tek çıkılan 2 garaj ihalesinde İETT'ciler bakmış görmüş olmalılar; ihale Remzi Baka'ya gitmiyor, anında Tasarruf Tedbirleri Paketini devreye sokup ihaleleri iptal etmişler!
Şimdi de bu iki garajı birleştirip ihaleye çıkacaklarmış!
Neden mi?
Remzi Baka'nın Ulaşım A.Ş. şirketinin dışında ihaleye başka şirketler katılmasın diye!
Şimdi... Bunları neden yazıyoruz...
Remzi Baka'nın İETT'den aldığı ihalelerdeki çekincelerini İmamoğlu'na aktarmak için eski bir dostu İmamoğlu'na telefonla dahi ulaşabilen birisiyle konuyu aktarmayı başarıyor... (İmamoğlu, bu eski dostunun telefonlarına dahi bugün çıkmıyormuş!)
İmamoğlu'ndan çıkan yanıt: "Evet biliyorum!" oluyor...
Zaten "bilmiyorum" dese, İETT genel müdürü soluğu Gürbulak sınır kapısında alırdı herhalde!
Şimdi... İBB'de ve BİT'lerinde çıkılan her bir ihaleyi bilen bir başkanın Ahmet Özer hakkında da etraflıca bir bilgi sahibi olamaması hayatın olağan akışına aykırı değil mi?
Öyle olmasa; zaten kendisine de danışman tutmazdı!
Bu yüzden de diyoruz ki; Ahmet Özer için dizlerinizi dövmenizin bir alemi yok!
Bakın bundan sonra olacaklara ve gelişmelere...
Hele bir yurtdışına kuyumcular üzerinden "değerli taş" trafiği sayesinde para kaçırılanlara da bir sıra gelsin... Siz o zaman seyreyleyin sinemaskop filmleri!
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti...