Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından koordinasyon merkezi olarak kullanılan Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanlığı Merkez Binası'nda düzenlenen Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Türkiye'nin, 6 Şubat'ta yaşanan iki büyük depremle tarihinde eşi benzeri görülmemiş genişlikte bir alanda ve şiddette sarsıldığını ifade eden Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin 1939'daki Erzincan depreminden sonraki en büyük iki afetinin aynı gün ardı ardına yaşandığını vurguladı.
Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremle Elbistan ilçesi merkezli 7,6 büyüklüğündeki depremin aynı gün meydana geldiğini hatırlatan Erdoğan, artçı sarsıntıların sayısının 3 bin 170'i bulduğunu, yaklaşık 13,5 milyon vatandaşın yaşadığı Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Kilis, Adana, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da ağır yıkımlara yol açtığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, depremlerin yakın çevredeki bazı illerde de küçük çaplı hasarlara neden olduğunu bildirdi.
"Kahramanmaraş depremleri doğrudan yerleşim yerlerimizin altında yaşandı"
Depremin kırılan fay uzunluğuna bağlı olarak yıkım etkisinin yaklaşık 500 kilometrelik, hissedilen etkisinin ise 1000 kilometreden fazla alana yayıldığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyadaki pek çok ülkenin toprak bütünlüğünden daha geniş bir alanda yaşanan felaketin tarihteki diğer büyük depremlere göre 7 kilometre gibi yüzeye yakın bir yerde gerçekleşmesi, çarpan etkisiyle yıkımı artırdı. Ardı ardına yaşanan bu depremler, en güçlü atom bombalarının yüzlercesine denk büyüklükte bir enerji ortaya çıkardı. Dünyadaki büyük depremlerin çoğu okyanuslarda gerçekleşip, karaları etkilerken Kahramanmaraş depremleri, doğrudan yerleşim yerlerimizin altında yaşandı. Nitekim dünyadaki uzmanların tamamının da ittifakıyla Kahramanmaraş depremleri, büyüklüğü, yıkıcılığı ve ardı ardına yaşanmasıyla istisnai bir tabiat olayı olarak değerlendiriliyor."
Türkiye topraklarında güneye doğru 3 metrelik kaymaya yol açan depremin ciddi can kayıplarını beraberinde getirdiğine işaret eden Erdoğan, "Depremde hayatını kaybeden 35 bin 418 vatandaşımın her birine ayrı ayrı Cenabı Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Yıkıntıların arasından kurtulan veya arama-kurtarma ekipleri tarafından kurtarılan 105 bin 505 yaralımıza Rabb'imden acil şifalar niyaz ediyorum. Yaralılarımızdan 13 bin 208'i halen hastanelerimizde tedavi altındadır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya deprem tarihinde bile eşine az rastlanır büyüklükteki iki afetin üst üste yaşanmasının, karşılaşılan tabloyu daha da ağırlaştırdığının altını çizdi.
"Depremin vurduğu şehirlerimize ulaşmak için devlet ve millet olarak seferber olduk"
İlk depremde hasar gören bazı binaların ikinci depremde tamamen yıkıldığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Enkaz haline gelen 19 bini aşkın binadan 15 bininin müdahalesi tamamlandı. Şu ana kadar deprem bölgesindeki yaklaşık 369 bin binadaki 1 milyon 850 bin ev ve iş yeri Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ekipleri tarafından incelendi. İlk belirlemelere göre deprem bölgesinde 47 bin binadaki 211 bin konutun yıkılmış, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğu tespit edildi. Bir hafta içerisinde bitirilecek hasar tespit çalışmaları tamamlandığında kesin sayılar ortaya çıkacaktır. Deprem bölgesindeki hasarın büyüklüğü yanında çetin kış şartları ile ulaşım ve enerji başta olmak üzere, altyapıda yaşanan yıkımlar işimizi çok zorlaştırdı. Tüm bu sıkıntılar, ilk etapta hem arama-kurtarma hem yardım çalışmalarında ciddi aksamalara sebep oldu. Buna rağmen bölgedeki şehirlerimizin ayakta kalan kapasiteleri ile yakın şehirlerden başlayarak ülkemizin tamamındaki kamu imkanlarını hemen harekete geçirdik. Afet bölgesinin genişliğine, yıkımın büyüklüğüne ve kış mevsiminin yol açtığı engellere rağmen şartları sonuna kadar zorladık. En kısa sürede ve etkinlikte depremin vurduğu şehirlerimize ulaşmak için devlet ve millet olarak seferber olduk. Ayrıca ulaşım ve enerjinin yanı sıra şehirlerimizin hasar gören içme suyu ve kanalizasyon altyapıları da depremzedeler ve yardım ekipleri için ilave sorunları beraberinde getirdi. Böylesine büyük bir felaket dünyanın hangi ülkesinde yaşanırsa yaşansın görülebilecek aksaklıklar elbette bizde de yaşandı."
Erdoğan, devletin bakanlıkları, kurumları, belediyeleri, sivil toplumuyla uluslararası yardım kuruluşlarıyla tüm imkanlarıyla deprem bölgesine bir an önce ulaşmak ve çalışmalara başlamak için canla, başla mücadele edildiğini belirtti.
Türk milletinin de depremzedelerin imdadına yetişmek, yardım toplayarak bölgeye göndermek için kendiliğinden harekete geçtiğini aktaran Erdoğan, depremden kurtulan kamu görevlileri ile vatandaşların başlattığı çalışmalara diğer yerlerden gelen ekiplerin katıldığını ifade etti.
"Doğrudan arama-kurtarma çalışmalarına iştirak eden profesyonel kadro sayısı 35 bini aştı"
Depremlerin yaşandığı ilk saatlerin ve günlerin zorlukları aşıldıkça yürütülen çalışmaların daha sistematik ve etkili hale geldiğini belirten Erdoğan, AFAD merkezi ile iller arasındaki yakın koordinasyonla depremin etkilediği yerleşim yerlerine ulaşıldığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölge genelindeki çalışmaların arama-kurtarmadan yardım malzemelerinin dağıtımına, enkaz kaldırmadan sağlık ve güvenlik hizmetlerine kadar bütün süreçlerin düzene sokulduğunu ifade ederek şunları kaydetti:
"Türkiye'nin diğer 71 vilayetinden gelenlerle birlikte yaklaşık 250 bin kamu görevlimiz, deprem bölgesindeki çalışmalarda yer alıyor. Kamu personelinin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve uluslararası yardım ekipleriyle beraber doğrudan arama-kurtarma çalışmalarına iştirak eden profesyonel kadro sayısı 35 bini aştı. Sahada görevlendirilen iş makinesi sayısı 12 bin 235'e, uçak sayısı 76'ya, helikopter sayısı 121'e, gemi sayısı 26'ya, insansız hava aracı sayısı 45'e ulaştı. Depremin üzerinden geçen uzun saatlerin ardından bile arama-kurtarma ekiplerimizin yıkıntıların altından canlı vatandaşlarımızı çıkartabiliyor olması, bu kara tablo içindeki en önemli teselli kaynağımızdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, deprem bölgesinde çeşitli kurumlara ait 320 seyyar mutfakla her gün sıcak yemek dağıtıldığını, sadece Kızılay'ın 20 milyon kap sıcak yemek dağıttığını, dağıtılan ekmek sayısının 22 milyonu, su miktarının 15,5 milyon adedi bulduğunu kaydetti.
Depremin hemen ardından yapılan uluslararası yardım çağrısına 100 ülkeden cevap aldıklarını, bunlardan 84'ünün 10 bin 943 arama kurtarma personeliyle sahadaki çalışmalara bilfiil katıldığını ifade eden Erdoğan, 4 ülke ekibinin çalışmalarını tamamlayıp geri döndüğünü, 5 ülkenin ekip göndereceğini temsilciliklere bildirdiğini ifade etti.
Bu rakamın dünyadaki toplam arama kurtarma kapasitesinin çok önemli bir bölümüne tekabül ettiğini belirten Erdoğan, 42 ülkenin devlet ve hükümet başkanının da Türkiye'ye destek ve taziyelerini iletmek için kendisini telefonla aradığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim ile çeşitli ülkelerden bakan seviyesinde temsilcilerin Türkiye'ye gelerek taziyelerini bizzat ilettiğini belirtti.
Türkiye'ye yönelik yardımlar
Erdoğan, 61 farklı ülkeden 444 uçuşla Türkiye'ye insani yardım ulaştırıldığını, Afrika'dan Türk Cumhuriyetlerine, Körfez bölgesinden Avrupa'ya, Asya'dan Amerika'ya kadar her yerde Türkiye için seferber olunduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bu kara gününde yardım ekipleri ile maddi yardımları ve taahhütleriyle, manevi destekleriyle, dualarıyla yanımızda yer alan dostlarımızın her birine şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Deprem bölgesinde yıkılan binaların altında kalan son vatandaşımızı da oradan çıkarana dek çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Cenazelerimizi defnederken acılarını yüreklerimize gömecek, hatıralarını ömür boyu muhafaza etmek üzere kalbimizin en mutena köşesine yerleştireceğiz."
"TOKİ bu depremden alnının akıyla çıkmış bir kurumumuzdur"
Erdoğan, arama kurtarma çalışmalarını tümüyle bitirdikten sonra enkaz kaldırma işlemlerini hızlandıracaklarını, sürmekte olan çalışmaları da süratle tamamlayacaklarını ifade etti.
"Depremin yıktığı ya da oturulamaz hale getirdiği evi, her iş yerini yeniden yapıp hak sahiplerine teslim edeceğiz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"TOKİ ülke genelinde inşa ettiği 1 milyon 180 bin binanın kalitesi ve güvenliğiyle bu depremden alnının akıyla çıkmış bir kurumumuzdur. Ayrıca kentsel dönüşümünü sağladığımız 3,3 milyon konut da ülkemizin yapı deprem güvenliğine önemli katkıda bulunmuştur. Böylece 24 milyon insanımızı huzurla oturacakları konutlara kavuşturduk. Son afette yıkılan tüm binaların yüzde 98'inin 1999 yılı öncesi inşa edilenler olması bize bina standardı ve denetimi konusunda katettiğimiz ilerlemeyi göstermekle birlikte işi daha sıkı tutmamız gerektiğini de hatırlatıyor. Bu çerçevede bilimsel veriler ışığında bölgede yeni inşa edilecek konutlar ve şehirlerle ilgili hazırlıklara Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve TOKİ'miz tarafından başlanmıştır. Kaybedecek tek bir dakikamız bile olmadığının bilinciyle, hasar tespiti biten her yerde derhal inşaat çalışmalarına geçeceğiz. Mevcut duruma göre mart başı itibarıyla 30 bin konutun inşasına hemen başlayabiliyoruz. Kademeli olarak birkaç ay içinde fay hatlarının uzağında inşa edeceğimiz tüm konutların yapımına geçilmiş olacaktır. Amacımız bir yıl içinde deprem bölgesinin tamamındaki konut ihtiyacını çözecek sayıda kaliteli ve güvenli yapının inşasını tamamlamaktır. Bu sürede çadır, konteyner ve prefabrik yapılarla, yurtlarla bu amaçla tahsis edilen otel odaları ve kamu misafirhaneleriyle diğer illerimizdeki kiralık konutlarla özetle ülkemizin sahibi olduğu tüm imkanlarla depremzedelerin geçici barınma ihtiyaçlarına cevap vermeyi planlıyoruz. Deprem bölgesindeki vatandaşlarımdan 1 yıl sabretmelerini istiyorum. Yapılacak analizlere göre yerinde ihya edilebilecekleri yerinde, başka yere taşınması gerekenleri uygun alanlarda inşa edeceğimiz konutlarla inşallah depremin yol açtığı yıkımları tümüyle telafi edeceğiz."
"Bu felaketin acısını dindireceğiz"
Erdoğan, geçmişte Van, Elazığ, Malatya, İzmir, Bingöl depremlerinde, Kastamonu, Bartın, Sinop, Giresun sel afetlerinde, Antalya ve Muğla yangınlarında bunlarla beraber diğer tüm afetlerde nasıl kısa sürede yıkımın izlerini silip, yeni konutları sahiplerine teslim edildiyse Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelerde de aynısını yapacaklarını kaydetti.
"Hiçbir vatandaşımızı maddi-manevi açıdan sahipsiz bırakmayacak, yardım ve barınma çalışmalarının düzenli bir şekilde sürmesini sağlayacağız." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarından istirhamım şehirlerine, ilçelerine, mahallelerine, evlerine, işlerine velhasıl tüm unsurları ile hayatlarına sahip çıkmalarıdır. Yılgınlığa, bezginliğe, yorgunluğa, yeise asla kapılmadan, beraberce bu felaketin acısını dindirecek, yarasını saracak, kayıplarını telafi edeceğiz."
Erdoğan, İstanbul Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesine gittiğini, oradaki depremzede vatandaşları bizzat görme fırsatı olduğunu belirterek yaralıların hiçbir şey eksik bırakılmadan Sağlık Bakanlığınca gerekli tedavilerinin yapıldığını ifade etti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu çerçevede ilk etapta oturulamaz hale gelen hane başına 15 bin lira taşınma ve 5 bin lira ile 2 bin lira arasında kira yardımı, ayrıca yine hane başına 10 bin lira destek yardımı yapacağımızı zaten açıklamıştım. Ailelerini deprem bölgesi dışındaki illere kendi araçları ile götüren vatandaşlarımızın yakıt masraflarını karşılıyoruz. Ayrıca depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yakınlarına acil ihtiyaçları için 100 bin lira nakdi yardımda bulunuyoruz. Önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre vatandaşlarımıza ilave destekler de yapacağız. Devlet ve millet olarak el ele vererek, hiçbir mağdur ve mazlumu sahipsiz bırakmayacağız. Milletimizin alicenaplığını, iş insanlarımızın gönül zenginliğini geçmiş afetlerden zaten biliyoruz. Kurumlarımız da şimdiden harekete geçtiler. Bankacılık sektörümüz, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın öncülüğünde 2022 yılı karlarının yüzde itibariyle belli bir oranını, ki şu an itibariyle 50 milyar lira civarında, bunları bir dayanışma paketi olarak depreme tahsis ettiler. Bu meblağ depremzedeler için yapılacak çalışmalarda kullanılacaktır. Ayrıca bölgedeki işletmelere yönelik Kredi Garanti Fonu kefaletli kaynaklar hazırlanmıştır."
Türkiye'nin ihracatına 20 milyar dolarlık bir katkıda bulunan bölgenin bir an önce yeniden istihdamıyla, üretimiyle, ticaretiyle, ihracatıyla ayağa kalkmasını sağlamak için gereken her türlü katkıyı sağlayacaklarını belirten Erdoğan, "Deprem bölgemizdeki illerde ilan edilen ve vergi ertelemelerinden bankacılık düzenlemelerine kadar pek çok unsuru içeren mücbir sebep halinden yaklaşık 638 bin mükellefimiz yararlanacaktır." bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yurt içinde ve yurt dışında AFAD'a yapılan şimdilik tutarı 8,3 milyar lirayı bulan yardımların tamamını da deprem bölgesi için kullanıyoruz. Yarın akşam saat 20.00'de de Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan'daki tüm televizyon kanalları ve radyoların katılımıyla 'Türkiye tek yürek' sloganıyla bir yardım kampanyası düzenlenecek. Kabine üyeleri ve kabine toplantısına iştirak eden kamu görevlileri olarak şahsımızın ve arkadaşlarımızın maaşlarından yaptıkları taahhütler ve iş insanı bakanlarımızın katkılarıyla depremzedeler için AFAD'a toplamda 136 milyon 589 bin lira bağışta bulunma kararı aldık."
Depremin 3'üncü gününden itibaren büyük yıkım ve can kaybı yaşanan 10 ili ziyaret ederek, çalışmaları yerinde gördüklerini, vatandaşlara taziye ve geçmiş olsun dilekleri sunduklarını aktaran Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın gece gündüz AFAD merkezinde bakanlarla beraber çalışmaların koordinasyonunu yürüttüğünü dile getirdi.
"Kurulan çadır sayısında 175 bini geçtik"
Erdoğan, bakanların ilk günden itibaren bölgesindeki illerde canla başla çalıştığını vurguladı.
Bir yandan yıkıntıları kaldırırken, diğer yandan kış şartlarında milyonlarca vatandaşa en insani şartlarda barınma imkanı sağlayacak kapasiteyi oluşturmanın gayretinde olduklarına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Halihazırda yaklaşık 890 bini kamu yurtları ve tesislerinde, 50 bini otellerde olmak üzere, toplamda 1,6 milyon depremzedenin barınma ihtiyacını karşılamış durumdayız. Tahliyeler ve kendi imkanlarıyla yaklaşık 2 milyon 200 bin vatandaşımızın da bölge dışına çıktığını değerlendiriyoruz. Kurulan çadır sayısında 175 bini, konteyner sayısında 5 bin 400'ü, bölgeye gönderilen battaniye sayısında 2 milyon 652 bini geçtik. Katar'dan yola çıkmaya başlayan 10 bin konteyneri, ülke içinden ve dışından yapacağımız takviyelerle ihtiyaç sahiplerinin hizmetine vereceğiz. Gerçekten gayet güzel, modern bu 10 bin konteyner, Katar'da Dünya Kupası esnasında yapılmıştı. Sağ olsun Katar Emiri, bu 10 bin konteyneri ülkemize gönderiyor ve şu an itibarıyla gemiler bir taraftan temin ediliyor ve ilk gemi şu anda yolda. Tabii bu yolculuk biraz da asgari 7 saat sürüyor. Bu gemilerin peyderpey gelişiyle İskenderun, Mersin limanlarından inşallah bölgeye bu konteynerlerin dağıtımı yapılacak."
Kıyafet, gıda, temizlik ürünü ve diğer malzemelerin bölgeye akışının kesintisiz sürdüğünü dile getiren Erdoğan, bölgeye bağışlar ve diğer yöntemlerle getirilen malzeme adedinin 25 milyona ulaştığını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının turizm sezonu sebebiyle kapalı olan oteller ile ülke genelinde tüm otellerin kapasitelerinin belirli bir bölümünün depremzedelere tahsis edilmesini temin ettiğini aktaran Erdoğan, kamu misafirhaneleri başta olmak üzere, diğer barınma tesislerini de bu amaçla kullandıklarını aktardı.
Türkiye'nin en hızlı ve etkin şekilde harekete geçirilebilir konaklama potansiyeli olan Kredi ve Yurtlar Kurumuna bağlı yurtları da öğrencilerin mağduriyetine meydan vermeden depremzedelere açtıklarını hatırlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hepsine de şükranlarımızı sunduğumuz binlerce üniversite öğrencimiz, akademisyenimiz, idari personelimiz, deprem bölgesindeki çalışmalarda aktif görev alıyor. Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı deprem bölgesindeki tüm okullarda da ikinci dönemde devam şartı aranmayacaktır. Diğer 71 ilimizdeki ilk ve orta dereceli okullarda eğitim öğretim 20 Şubat'ta başlayacaktır. Deprem bölgesindeki 20 bin 868 okul binasından sadece 95'inin yıkık ve ağır hasarlı olması, 1 Mart itibarıyla isteyen öğrencilerimiz için bu 10 ilimizde ki buna Elazığ'ı da ilave edeceğim, 11 ilimizde şartları uygun okullarımızda eğitim öğretime başlama imkanı veriyor."
Erdoğan, çocuklarını diğer illerdeki okullara nakletmek isteyen ailelerin tamamının talebini karşılayacak kapasite oluşturduklarını söyledi.
Eğitimci ordunun barınmadan gıdaya, arama kurtarmadan destek organizasyonlarına kadar her alanda yürüttüğü çalışmaları takdirle takip ettiklerine işaret eden Erdoğan, İçişleri Bakanlığının AFAD başta olmak üzere, tüm merkez ve mülkiye teşkilatıyla polisiyle jandarmasıyla sahil güvenliğiyle belediyeleriyle ilk andan itibaren depremin yükünü omuzlanmış vaziyette olduğunu vurguladı.
"Emniyet teşkilatımız 73 bin, jandarmamız 65 bin personeliyle bölgede her konuda gece gündüz hizmet veriyor." diyen Erdoğan, AFAD koordinasyonunda faaliyet gösteren 10 bine yakın gönüllünün gayretleriyle adeta destan yazdığını söyledi.
Milli Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin, kara, deniz ve hava kuvvetleri dahil tüm unsurlarını depremzedelere yardımcı olmak, enkazları kaldırmak, güvenliği sağlamak, lojistik hizmetlerini yürütmek üzere seferber ettiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Halen bölgede görev yapan 28 bin kahraman Mehmetçiğimize gösterdikleri gayretler ve yaptıkları fedakarlık için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Sağlık Bakanlığımız, bölgeye gönderdiği 1259 ambulanstaki 3 bin 759 personel ve 3 bini aşkın UMKE personeliyle mevcut hastanelere ek olarak kurduğu sahra hastaneleriyle hem yaralılarımıza hem depremzedelerimize hizmet veriyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız, kapanan yolların ve Hatay Havalimanının bir an önce faaliyete geçmesi için harekete geçerken, Türk Hava Yollarımız da arama kurtarma ekiplerini bölgeye depremzedelerin diğer illerimize naklini gerçekleştiriyor. İşte 5 günde Hatay Havalimanını tekrar devreye aldık. Enerji Bakanlığımız, yıkılan direkler ve zarar gören altyapı sebebiyle kesilen elektrik ile doğal gazı bir an önce şehirlerimize vermek için ilgili kuruluşları süratle harekete geçirdi. Bu arada Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, Zonguldak Türkiye Kömür İşletmelerinden buradaki deprem bölgesine gelen tüm madencilerimizin gerçekten cansiparane verdikleri mücadele hiçbir zaman hatıralarımızdan silinmeyecektir. Açtıkları tüneller ve bu tünellerden depremzedelerimizi çıkarmaları, gerçekten olağanüstü hallerdi. Aynı şekilde AFAD'ın diğer tüm unsurları bu mücadeleyi bu şekilde verdiler."
"Türkiye'de siyaset, belli bir bölümüyle ana muhalefet, ciddi manada çirkinleşti"
Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, depremzedelere psikososyal destekten kimsesiz çocuklara, yaşlılara ve engellilere sahip çıkmaya kadar 5 bin 108 personeliyle görev alanındaki sorumluluklarını yerine getirmeye devam ettiğini söyledi.
Adalet Bakanlığının hem cenazelerin defni için gereken hukuki işlemleri hem yıkılan binaların sorumlularıyla ilgili takibi hem de asayişle ilgili çalışmaları yürütmek için bölgede yüzlerce savcı görevlendirdiğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Tarım ve Orman Bakanlığımız, DSİ vasıtasıyla bölgedeki barajların kontrolünü yaparken, Orman Genel Müdürlüğümüzün personeli ve ekipmanını arama kurtarma ve yardım çalışmaları için yönlendirdi. İşte siyaset burada çirkinleşti. Ne yaptılar? Barajların patladığından ve barajların ne yazık ki artık su tutamaz hale geldiğinden bahsetmeye başladılar. Bu sosyal medyanın, bu noktada attığı iftiralarla özellikle bu zor zamanda bir olma, yekpare hareket etmemiz gereken bir zamanda ne yazık ki Türkiye'de siyaset, belli bir bölümüyle ana muhalefet ciddi manada çirkinleşti."
Depremle ilgili sosyal medya üzerinden yalanların ortaya atıldığını belirten Erdoğan, Sermaye Piyasası Kurulu önünde açıklama yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu isim vermeden eleştirdi.
"Bakıyorsunuz, kalkıyor Borsa İstanbul'daki atılan adımlarla alakalı SPK'nın önüne gidip gösteri yapıyorlar. Bu milletin paralarının SPK'da veyahut da farklı yerlerde yok edildiğinden bahsediyorlar." ifadelerini kullandı.
Günün bir ve beraber olma zamanı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu tür şeylerle ilgili elinde belgen varsa hayat boyu bu tür belgelerle zaten konuşmadın, senin hayatın yalan, hep yalanlarla hareket ettin. Burada da yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bunu bilesin. Senin mumun çoktan yandı ve yanmaya da devam ediyor. Bu iftiralar, asla milletim tarafından affedilmeyecektir." diye konuştu.
Yıllarca seçim bölgelerinde gezip dolaştığını kaydeden Erdoğan, şimdi de afet bölgelerinde dolaştığını ve yine bu bölgelere gidip vatandaşlarla hemhal olacağını söyledi.
"Ticaret Bakanlığımız denetimlerini artırıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu arada Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) başvuruların 8 Mayıs'a kadar uzatıldığı bölgedeki 2,2 milyon çiftçimizin destekleme ödemesini öne alarak hızla yapıyoruz. Ticaret Bakanlığımız deprem fırsatçılarına göz açtırmamak için denetimlerini artırırken, esnaf ve sanatkarımıza da destek veriyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız, ülkemizin önde gelen üretim bölgelerinden biri olan deprem yaşanan şehirlerimizdeki çalışanlarımıza yardımcı olacak ve Sosyal Güvenlik Kurumu hizmetlerini kolaylaştıracak adımları atıyor. Dışişleri Bakanlığımız, diplomatik temsilcilerimiz vasıtasıyla yurt dışındaki vatandaşlarımızın ve ülkemize gelecek ekiplerin taleplerini karşılayacak tedbirleri alıyor."
Diyanet camiasından madencilere, sivil toplum kuruluşlarından iş dünyasına kadar herkesin depremzedelerin yükünü hafifletmek için cansiparane gayret sarf ettiklerine dikkati çeken Erdoğan, tüm kurumlara, kamu görevlilerine, sivil toplum kuruluşlarına ve gönüllülere emekleri, fedakarlıkları ve mücadeleleri için teşekkür etti.
"Deprem felaketini, siyasi ranta dönüştürme peşinde koşanları affetmeyeceğiz"
Milletlerin ve devletlerin asırlar boyunca karşılaşabilecekleri ender felaketlerden birinin yaşandığını ve birliğe, beraberliğe, dayanışmaya ve vicdana en çok ihtiyaç duyulan bir dönemden geçildiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bozguncuların fitnelerine, yalanlarına, hezeyanlarına kesinlikle itibar etmeden, ülkemizden bu felaketin izlerini silmek, insanlarımıza aydınlık bir gelecek kurmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Milyonlarca insanımızın deprem felaketinin yıkıntıları önünde acıyla kıvrandığı, diğerlerinin onların acılarını paylaştığı bir ortamda sırf siyasi çıkar elde etmek için sağa sola saldıranları görmekten doğrusu üzüntü duyuyorum. Yürekleri kavrulan insanların duygularını istismardan ırkçılığa, fedakarca yürütülen çalışmaları değersizleştirmek için iftiraya ve dezenformasyona kadar her türlü çirkefliği sergileyenleri şimdilik biz de not ediyoruz. İnsanlar can derdindeyken SPK önüne gidip siyaset yapanları, öğrencilerimizi kışkırtanları, insanları devletlerine karşı tahrik ederek canla başla yürütülen faaliyetleri sabote etmeye kalkanları asla unutmayacağız. Milletimize olan saygımız gereği, şu anda temsil ettiğim makamın gereği, deprem felaketini, siyasi ranta dönüştürme peşinde koşanları elbette affetmeyeceğiz ama onların seviyesine de inmeyeceğiz. Şimdi yaraları sarma, acıları dindirme, yıkılanları yapma, milyonlarca insanımızı yeniden hayata bağlama vaktidir. Vaktimizi, enerjimizi ve imkanlarımızı sadece bunun için kullanıyoruz."