Siber saldırı altında kaldıklarını açıklayan Aydın Şafak gazetesi yönetimi, en son yayımladıkları haber deyim yerindeyse Didim'deki Kayınvalide-Damat gerçeğini gözler önüne seriyordu...
İlginç olan şu ki; KK döneminde bir klasik halini alan böylesi hallerde CHP Genel Merkez, İl ve İlçe yönetimlerinin kafalarını kuma gömmeleri ve 3 maymunu oynamaları ve Özgür Özel'in genel başkanlığında da sürüp gidiyor oluşu...
Başka bir deyişle; "SUSMAK ONAYLAMAKTIR" olduğuna göre; CHP yönetimi, Mısır'daki Sağır Sultan'ın bile duyduğu Didim'deki Kayınvalide-Damat gerçeğine daha ne kadar sessiz kalacaktır?
O zaman CHP'nin neden bir tüzüğü var?
Neden günde üç öğün "Hak", "Hukuk", "Adalet" naraları atıyorlar?
CHP'yi yönetenlerin kafaları hiç mi Mustafa Sarıgül'ün ki kadar çalışmıyor?
CHP yönetimi, yazılanların doğru ya da yanlış olduğunu öğrenmek mi istiyor; buyursunlar Sarıgül'den ricacı olsunlar, kesin NÖBETÇİ BİR KRİMİNAL LABORATUVAR bulur diye düşünüyoruz! Sarıgül, sabahın 04:10'nun da videosunun "montaj" olup/olmadığına ilişkin rapor alabiliyorsa, CHP'yi yönetenler de kuşluk vakti Didim Gerçeğine ilişkin raporu ellerine alabilir, başlarlar koro halinde sallamaya!
İşte Aydın Şafak'ın siber saldırıya maruz kaldığı Didim Gerçeği haberi:
Günlerden yine Didim…
Didimlilerin olaysız skandalsız bir günleri kalmadı.
Seçim sonrası konvoylarla zafer nidaları atarak ilçede gezen CHP’liler başta tüm Didimliler, şimdi başları iki elleri arasında kara kara, “Ne yaptık biz” diye düşünüyorlar.
Damadı Cem Armutlu Ekrem İmamoğlu'nun çalışma ekibinden olan ve aynı zamanda İstanbul'daki 700 bin Sivaslı'nın gönlünü hoş eylemek için Sivaslı Hatice Totik Gençay'a adeta lütuf gibi takdim edilen Didim Belediyesi, şu anda sadece ilçe sakinleri değil CHP Genel Merkezi'nin de başına sorun yumağı oldu.
Ekrem İmamoğlu'nun daha üç ay içinde, “Biz orada hata yaptık galiba” dediği, CHP Genel Merkezi'nin yaka silktiği Hatice Totik Gençay ve Damadı Cem Armutlu'nun adının karıştığı skandal iddialar, saymakla bitmiyor.
Daha Didim'i idare edemezken kendisini “En Güçlü Aydın BŞB Başkan Adayı olarak tanıttığı” halkın diline düşen Hatice Gençay'ın damadı Cem Armutlu, ilçede adeta her sohbetin başı haline geldi. Böyle giderse Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Damadı Berat Albayrak'tan daha ünlü olmasına kesin gözüyle bakılan damat Cem Armutlu hakkındaki ayyuka çıkan bazı iddialar, duyanlara bu kadar da olmaz dedirtiyor.
ÇALIŞMALARI DİDİM D-MARİN’DE YÜRÜTÜYOR
Mesaiye gider gibi sabah saat 10.00 da Didim D-Marine'de konuşlanan ve sadece Didim Belediyesi değil CHP’yi dizayn açısından da çalışmaları buradan yürüttüğü öne sürülen damat Cem Armutlu'nun kısa sürede olumsuz anlamda fenomen olması, ileride ilçenin adeta yönetilemez ve olaylar zinciri haline gelmesine yol açacak gelişmelere gebe durmasına yol açıyor.
Damadın şu ana kadar pek çok kez medya ve sosyal medyada yazılmasına rağmen bir açıklama yapılmayan iddialardan bazıları, şöyle sıralanıyor;
1- İstanbul ve İzmir'den kendi düzenini kurmak için her dediğine evet diyecek elemenlar getirmesi,
2- Bundan sonra şirket kurulacak, tüm alımlar oradan yapılacak emri iddiası,
3- Seçim öncesi bir müteahhitten 300 bin euro alınması.
Bu iddiaya göre Başkan Yardımcılığı koltuğunda kalmak kaydıyla Kaan Topçu tarafından Didimli bir müteahhitten imar ve iskan ruhsatları karşılığı, seçim çalışmalarında kullanacağız diye 300 bin euro alındığı öne sürülüyor. Kamuoyunun diline düşen bu iddiaya göre para Didim Belediyesi Bilgi İşlem Servisi'nde elden Damat Cem Armutlu'ya teslim edilmiş.
4- Pek çok iş insanından tarafımıza ulaşan ve artık halkın diline pelesenk olan diğer bir iddiaysa, çok daha vahim boyutlara ulaşıyor. Öne sürülenlere göre Damat Armutlu Didim Belediyesi'nden alacaklı olan müteahhitlere haber salıp, “Alacağınızın yüzde onunu bize bağışlayın, ödemelerinizi yapalım. Alacağınız için icraya gitmeyin, mahkemeleri bağladık. Kararlar bizden yana çıkar, olan size olur” şeklinde, tehdit dolu ifadeler kullanıyor. İşlerine zarar gelmesinden çekinen başta müteahhitler, korkudan şikayet dilekçesi de veremiyor, mahkemeye de gidemiyorlar.
5- Damat az daha darba uğruyordu iddiası.
Bu iddiaya göreyse Didim Altınkum'da imar-iskan sorunları olan bir restaurant ile anlaşıldı. Altın olarak anlaşılan rakam seçim öncesi yarısı peşin alındı, kalan yarısı seçim sonrası ödendi. Bu işte iki Didim Belediye görevlisi de yer aldı. Ön adı S. olan görevli payını isteyince (ismi bizde saklı) bir birime Müdür yapıldı. Yetmez gibi ikinci müdürlük bağlandı. S. ön isimli şahsın payı böyle ödenmiş oldu. Bu olaydaki üçüncsü şahıs olan A. isimli belediye çalışanı da hakkını istedi. Damat Artmutlu ayak sürüyünce kimilerine göre yakasına kimilerine göre boğazına yapışarak hakkını istedi.
6- İlaçlama ihalesi.
Bu ihaledeki iddialara göre ilaçlama ihalesine katılan Didimli firma, seçimlerde Hatice Gençay'a destek vermediği için başvurusu iptal edildi. Didim'den ihaleye kimse giremedi. Bunun yerine 10 milyon değerindeki ihale, 20 milyon liraya İzmir'den ROXAN isimli firmaya, adeta adrese teslim verildi. Kamunun bu yolla zarara uğratılmasına karşı çıkan personel ise görevinden alındı ve sürüldü.
7- Ahmet Deniz Atabay döneminden kalma pek çok bürokrat kendinize yer bulun baskısıyla devre dışı bırakılır ve yerine dışarıdan personel getirilirken, dokunulmayan ender isimlerden biri H.G. oldu. Çevre ve Şehircilik eski adıyla Bayındırlık Müdürlüğü’nden gelen H.G: vasıtasıyla, imar iskana aykırı binalara haksız kazanç karşılığı izin verilmesi. Çevre Şehirciliğin ise bu konuyu görmezden geldiği iddiaları. Hatta ve hatta gazetemizde yer alan haberlerin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde, kurulan bu bağlantı sayesinde görmezden gelineceğinin, hatta İl Müdürünün bilgisi dahilinde olduğunun propgandası yapılması.
8- Kayınvalideye, “Gerekirse istifa et, bağımsız kal” baskısının yapılması.
Başta CHP’liler İlçe halkının saçlarını diken diken eden bu iddiaya göre tam tahakkümle belediyeyi perde gerisinden yöneten Damat Cem Armutlu, Kayınvalidesi Hatice Gençay'a yoğun baskıda bulunuyor. Genel Merkez dahil kimseden gelecek emirleri değil kendi talimatlarının dinlenmesini isteyen damat Armutlu'nun kayınvaldesine, “Benin sözlerim var. Hakkımı almadan gitmem. Kimsenin dediğine bakmayacaksın. Gerekirse CHP’den istifa edip, bağımsız kalacaksın” şeklinde ifadeler kullandığı öne sürülüyor.
Didim'in her yetkiye sahip fakat hiç bir sorumluluğu bulunmayan astığı astık kestiği kestik sözleriyle tanımlanan damadı Cem Armutlu hakkındaki iddiaların sadece küçük bir kısmını, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla gündeme getirdik. Ve damat Armutlu'ya halk, hak ve hukuk adına şu soruyu yöneltiyor, cevabını bekliyoruz; “Aydın'da gelirken sermaye mi koydun mübarek? Hakkın neydi ki onu talep ediyorsun? Bu yaptıklarında beşikteki bebeklerin bile hakkını yemiyor musun?”
HATİCE GENÇAY HAKKINDAKİ İDDDİALAR
En son Aydın BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu ile siyasi anlamda saç saça baş başa bir birine girdiği öne sürülen Hatice Totik Gençay hakkındaki iddialar ise, vahim ötesi boyutlara ulaşıyor. Seçimlerden önde damadı konusunda uyarılan ve eleştirilen Hatice Totik Gençay yaptığı açıklamada, “Damadım'ın işleri İstanbul'da. O benim evladım gibidir. İstanbul'da kalacak” demesine rağmen Didim'e postu seren damadı hakkındaki tüm eleştirlere kulak tıkayan ve adeta onun güdümünde belediye yönettiği öne sürülen Gençay hakkındaki iddialardan bazıları, dudak uçuklatacak cinsten.
Bu iddialardan en önemlisi Didim'deki adli merciler hakkında.
1- İddialara göre, Hatice Gençay yakın çevresiyle ve iş insanlarıyla yaptığı konuşmalarda, “Savcılık arkamda. Bize hiç kimse bir şey yapamaz. Savcının akrabasını işe aldım, arkamız sağlam. Mahkemelerden istediğimiz kararı çıkartırız. Müteahhitler icraya gitse bile kazanamaz. Oralar bizde, istediğimiz kararı çıkartırız” şeklinde, tehdit ve gözdağı kokan ifadeler kullanıyor. Hatta ve hatta sorunlarını anlatmak için gelen herkese, “Gidin Savcılığa şikayet edin” şeklinde hitap ederek, adli makamların isimlerinin baskı amaçlı kullanıldığı öne sürülüyor. (Aydın Şafak Gazetesi olarak Didim'deki hiç bir Savcı veya hakimin bu işlere alet olmayacğına inanıyor ve onları zan altında bırakacak bu tür söylemlerde bulunduğu öne sürülen Hatice Gençay'ı kamu adına ve yararına hitaplarına dikkat etmesi konusunda kamu düzeni ve güvenliği açısından uyarıyoruz.)
2- Deprem yönetmeliğine rağmen kreş işleten bir belediye meclis üyesinin kolonları kestiği ve buna göz yumulduğu iddiası.
3- Sevil Şahin hakkındaki iddialar.
Ahmet Deniz Atabay döneminde Ankara'da sendika avukatı iken faydalı bulunmadığı için işinden görevi sona erdirilen, ardından Didim Belediyesi'ne parti üst düzey isimleri tarafından yollanan Sevil Şahin, bu dönem Hatice Gençay'ın listesinden meclis üyesi seçilmişti.
Sözleşmeli olarak görev yapan Sevil Şahin, geçmiş dönemde pek çok davayı Didim Belediyesi'ne kaybettirip kamu zararı oluşturduğu için sözleşmesi feshedilmişti.
Sevil Şahin'in Hatice Gençay adına, “Ben ne dersem onu yapar. Onu ben yönlendiriyorum” dediği iddiaları.
Damat Cem Armutlu ardından bu kez Sevil Şahin iddialarının patlaması, Didim'de kaç belediye başkanı var sorularını beraberinde getiriyor.
Şu anda neredeyse belediye meclis üyelerinin tümünü karşısına alan Hatice Gençay hakkındaki iddialardan siyasi olanı, Aydın BŞB Başkanı Özlem Çerçioğlu ile yaşanan tartışmalar. Özgür Özel'in Aydın temasları sırasında Hatice Gençay'ın Özlem Çerçioğlu'nun bilboardlardaki posterleri üzerine kendi posterleri yapıştrtması sonrası, büyük bir tartışma yaşandığı kaydediliyor.
Hatice Gençay'ın ileride Aydın BŞB Başkan Adayı olma planlarını gizlemediği de herkesçe biliniyor. CHP Genel Merkezi'nin de bizzat uyarılarına, Ekrem İmamoğlu'nun bin pişmanlığına rağmen damadı konusunda kimseye laf söyletmeyen, tüm eleştiri ve uyarıları gözardı eden Hatice Gençay'ın en son, CHP’nin önde gelen ismi Selin Sayek Böke tarafından uyarıldığı öne sürülüyor.
Seçildiğinin ilk üç ayında sadece Didimlilere değil CHP Genel Merkezi'ne de saç baş yolduran Hatice Gençay hakkındaki şikayetlerin Ankara'ya da ulaştığı, yasal olmayan şekilde verilen imar-iskan izinleri konusunda soruşturma geldiği de ulaşılan bilgiler arasında yer alıyor.