CESAMİN ÖZKAN
GÜZELBAHÇE'DE PLÂJA MAVİ BAYRAK
Bir belediye başkanını daha çok iş değil de şov yaparken izliyorsanız, orada fazlaca halkımız adına olmayan, gizlenilmesi gereken kirli işler de var demektir.
Güzelbahçe Belediye başkanı, halk karşıtı işleri ile tamda bir örnektir. Narlıdere'nin önceki dört dönem, şimdiki Konak ilçemizin sağcı rantçı ve adli sicili bozuk belediye başkanını zikretmeye gerek yoktur ki, o zaten dillere destandır, Güzelbahçe'de bu adli sicili bozuk sağcı tipin ürettiği türevi bir belediyedir. Neyse, bu tipin Güzelbahçe'ye hasbel kader belediye başkanı olduktan sonra, halk karşıtı işlerin ustası olduğunu aşağıdaki verilerden kolaycada anlamış oluyoruz.
GÖREVİ DEVİR ALDIKTAN SONRA:
- Ranta dayalı betonlaşma ile kişi başına düşen yeşil alan daralmıştır. Güzelbahçe, Betonbahçe olma yolunda korkunç mesafe katetmiştir.
- İlçede kıyı kirliliği ve işgalleri artmıştır. Önceki yasal olmayan, veya önceden hak sahibi olunmuş, ancak kamu yararı adına karşılıklı mutabakat ile bertaraf edilecek çirkin ve sahili bozan yapılar korunmuş, onun üzerine de kat kat ilaveler yapılmıştır.
- İmara aykırı yapılaşmalara göz yumulmuş, dolayısı ile ranta dayalı yaratılan haksız kazanç, belediye başkanı ve yakın kadrosu üzerinde ciddi şaibeli durum yaratmıştırki bu, siyaseten somut veriler ile desteklidir.
- İstikrarsız, davranışlarında kişilik bozukluğu belirtileri ve buna dayalı ukalaca davranışlarının da teyit ettiği gibi, son derece niteliği düşük bir yönetim, belediyeyi hakimiyeti altına almıştır. Bunlar, kendisine yapılan silahlı saldırı sonrasında ki ilginç mahkeme beyanlarında, basın açıklamalarında, davalı olduğu taraflara karşıki sağlıksız davranışlarında da somut olarak görülüyor.
- Güzelbahçe'nin girişinden başlayarak, sitelere kadar devam eden sahil şeridi, ilçenin kendisine özgü kent estetiğini artıracak iken, kafasını kişisel odaklı ranta bloke etmiş irade yüzünden sürekli çirkinleştirilmiş, kıyı şeridi son derece ilkel ve arabesk bir görüntü hakimiyetine sokulmuştur. Bir kısım düzenleyici çalışmalarda zaten Büyük Şehir Belediyesi tarafından yapılmıştır.
Bu tip, ilk aday olduğunda çok değerli, karar verici önemli bir parti yöneticimiz, ziraat fakültesinin peyzaj bölümü mezunu olduğunu, ilçenin özgün yapısına uyumlu işler yapabilir ihtimalli düşüncesini bana belirtmişti. Bende belki diyerek tipi o sıralar fazla tanımadığım içinde, üzerinde durmamıştım. Oysa o günlerde bu tipin adaylığını engellemek ilçe, parti ve ülkemiz adına gerekliymiş. Böylece zamanında yapılacak bir müdahalenin toplumsal fayda bakımından öneminin çok fazla büyük oluşunu da bir kez daha görmüş olduk.
Güzelbahçe Belediye başkanı gibi tiplerin ilçesine verdikleri zararın daha daha fazlasının, ülkenin büyük maliyetler yaşamasına neden olduğunu görmek gerekiyor. İşte bu tip kişiler, Türkiye Cumhuriyetini yıkmakla görevli AKP gibi bir partinin yirmi yıldır iktidarda kalmasına neden oldular. Çünkü onlar, AKP karşısında bu ülkeyi kurtarmış, kurmuş, kalkındırmış dünyada başka bir örneği olmayan Cumhuriyet Halk Partisini alternatif olmaktan, AKP ile özdeş davranışları ile çıkartmışlardır. Onların affı mümkün değildir.
Güzelbahçe Belediyesini sözde yöneten başkanı dahil üç beş kişininde zaten AKP ile gizli koalisyon içerisinde olduklarını da biliyoruz... Olmaması zaten olanaksızdır, çünkü bütün alanlarda ki görev anlayışları ve yöntemleri, AKP'nin ilkeleri ile bire bir örtüşüyor. CHP ilkelerinde ihanet içerikli oluyor.
Bu tipik belediye başkanı ve üç beş kişiden oluşan sözde yönetimi, CHP İlçe başkanlığını da kendi özelliklerine göre şekillendiriyorlar ki, bu gün ilçede halkımızın AKP karşıtlığı tutumundan kaynaklı olarak, kehren CHP' ye sahiplenmesi söz konusudur.
AKP, ulus karşıtı politikaları dibine kadar kullandığı için, hatta uzadığına da şaşırmış bir halde bakarak gidiyor. Şaşırma nedenleri işte bu Güzelbahçe ve benzeri belediyeler başta olmak üzere, onlar ile işbirliği içerisinde olan partinin genel merkez ve diğer birimlerinde ki unsurları sayesindedir.
Türkiye Cumhuriyetinin önümüzde ki yıllarda çok çok önemli işleri vardır. Açılan derin yaraları hızla onarmak, Cumhuriyetin ilk on yılındaki ruh ile, güncel koşullara uyumlu kalkınma hamlelerini derhal devreye koymaktan başka çaremiz yoktur.
Bunlar ise güçlü iktidarlar ile başarılır. Son yirmi yılın berbat tablosunda tuzu bulunan, yukarıda sözünü ettiğim belediye başkanlarının koltukla buluşmasını sağlayanlar, önümüzde ki iktidarın içerisinde asla olmamalıdır. Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nunda aynı düşüncede olduğunu biliyorum. Ancak, onun düşüncelerini güçlü bir şekilde uygulamaya aktarması için, partililerimizin ona desteği gerekiyor. Bu destekte, işte Güzelbahçe belediye başkanı gibi parti zararlıları hakkında, tepkisel tutum içerisinde olmayı zorunlu kılıyor.
Elbette sadece bu yetmez. Önümüzde ki yıllarda Türkiye Cumhuriyetinin aleyhine, dolaylı, dolaysız, direkt endirekt, küçük veya büyük her ne şekilde, nerede olursa olsun katkı sunmuş olanlar, fazlasıyla var olduğunu bildiğimiz bu eylemlerinin somut delilleri ile yargılanma sürecine de sokulmalıdırlar ki oda olacaktır. Bu gün el kol bağlıdır ama yarın öyle olmayacaktır.
Türkiye Cumhuriyetinin önümüzde ki yıllarda, siyaseten eksikliklere, aksaklıklara, bu acı tabloya neden olanların pasifize edilerek, bürokratların ülkemizi yöneteceğini bizlere işaret ediyor. Evet, demokratik işleyiş sağlanana, siyasetteki kirliler tasfiye edilene kadar, bir süreliğine bürokratlar hükümetleri yönetecektir. Sayın Genel Başkanın ve diğer ittifak üyelerinin de aynı düşüncede olduğunun ve bu yöntemin merkezinde olacağını da biliyorum.
Onun yakın çalışma arkadaşlarının, dostlarının her defasında bana söyledikleri " Şunu unutma, Kemal gereken notları alır, o gün geldiğinde de onların gözünün yaşına bakmaz " sözü aklıma geliyor. O gözünün yaşına bakılmayacak olanlar, partinin ve genel başkanın önünü tıkayan, uzunca süredir işaret ettiğim, bu yazıda da değindiğim, AKP ruh ikizleridir.
Kimlerin gözünün yaşına bakılmayacağını birlikte göreceğiz.