Bakanlık tarafından 1 milyon liranın üzerinde cezaya çarptırılan Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi’ne giren suyun daha kirli bir şekilde denize deşarj edildiğini iddia eden Özgür Hızal, “Başkan Tunç Soyer en yakın çalışma arkadaşlarınca ‘Bu tesis çalışıyor. Çamuru bertaraf ediyoruz’ diyerek kandırılıyor. Başkan Tunç Soyer de çok ilgisiz bir belediye başkanı olduğu için kandırılmaya müsait” açıklamasında bulundu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne işlettiği Çiğli Atık Su Arıtma Tesisi'nin pis suyu arıtamadan Körfez'e deşarj ettiği gerekçesiyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan son dönemde toplam 1 milyon liradan fazla ceza verildiğinin ortaya çıkması gözleri bir kez daha bu tesise çevirdi.
Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, Yeni Asır'a çok konuşulacak açıklamalar yaptı.
FANTASTİK FİKİRLİ EKEN
Bu tesise giren suyun girdiğinden daha kirli bir şekilde denize deşarj edildiğini iddia eden Hızal, Başkan Tunç Soyer en yakın çalışma arkadaşlarınca 'Bu tesis çalışıyor. Çamuru bertaraf ediyoruz' diyerek kandırıldı ve kandırılmaya devam ediliyor.
Soyer de çok ilgisiz bir belediye başkanı olduğu için kandırılmaya çok müsait. Onun derdi zaten böyle işler değil. Kılavuzu ise, danışmanı Güven Eken. Kılavuzu fantastik fikirli Güven Eken olunca İzmir'deki çevre felaketi de zirve yapıyor" dedi.
İZSU'nun Bakanlık tarafından kesilen cezalarla ilgili yaptığı açıklamanın hiçbir bilimsel dayanağının olmadığını belirten Hızal, "Bakanlığın vermiş olduğu cezalar bize bir kez daha gösterdi ki, İzmir'de çok büyük bir çevre felaketi var. Bu felaketin müsebbibi de Büyükşehir Belediyesi. Büyükşehir'in işlettiği arıtma tesisleri maalesef ki kapasite yetersizliğinden ve yeterince revize edilmemeleri ve bakımları yapılmamasından dolayı İzmir'de ciddi bir çevre felaketi yaşanıyor...
İzmir'in en büyük arıtma tesisi olan Çiğli tesisi, 25 yıl önce yapılmış ve hizmete açılmış. 25 yıl boyunca bu tesisin bakım, onarım ve revizyonuyla ilgili CHPli belediye hiçbir şekilde bir bütçe ayırmadığı için bugün bu tesis neredeyse yüzde 20 kapasite ile çalışmak zorunda kalıyor. Yani bu şu demektir, pis su arıtma tesisine girdiğinde yüzde 20'si arıtılıp yüzde 80'i arıtılmadan doğaya veriliyor.
Büyükşehir eliyle İzmir kirletilmeye devam ediyor" dedi.
'BÖYLE BİR DERDİ YOK'
Soyer'in en yakın çalışma arkadaşları tarafından kandırıldığını ve kandırılmaya da devam ettiğini öne süren Hızal, şöyle konuştu: "Çünkü Soyer, kandırılmaya çok müsait bir belediye başkanı. Başkanlığını yaptığı belediyenin tesislerini incelemeye giden, bu tesislerin ne yaptığını bilen bir başkan değil. Böyle bir derdi de yok. Kendisini 'Bu tesis çalışıyor' diyerek kandırıyorlar, 'Çamuru bertaraf ediyoruz' diyerek kandırıyorlar.
Bir şehrin belediye başkanı bu tarz tesisleri gezer, yerinde bilgi alır. Bunlarla ilgili bilimsel raporlar ister ama maalesef Soyer'in böyle bir derdi ve mantalitesi yok. O yüzden de kandırılıyor. Soyer'in bugün çevre konusunda ve özellikle de İZSU konusunda en yakın çalışma arkadaşı kim? Danışmanı Güven Eken... Kılavuzu Güven Eken olunca İzmir'in çevre sorunları maalesef zirveye çıkmış yapıyor. Yani fantastik fikirli danışmanlar derken biz boşuna söylemiyoruz."
KAYNAKLAR HEBA EDİLİYOR
"Bugün Çiğli Arıtma Tesisi'nden çıkan 2.5 milyon metreküp çamur, çamur kurutma tesislerinin arızası nedeniyle koruma altındaki doğaya bırakıldı" diyen Hızal, "Burada ciddi bir çevre kirliliği ortaya çıkıyor. Soyer, 3. yılın sonunda bu daha çamurun kurutulmadığını fark etmiş bir belediye başkanı. Bu kadar ilgisiz ve alakasız bir belediye başkanı.
Bugün çamur kurutma tesislerinin onarımını yapamayan Büyükşehir Belediyesi bu çamurları alıp, Manisa'ya naklediyor.
Manisa'ya naklederken yine doğayı kirletiyor ve kamu kaynaklarını heba ediyor.
Bunların bir nakliye ücretiyle taşınması gerekiyor.
Günlük ve anlık çözümlerle İzmir'deki çevre felaketini ortadan kaldırmak mümkün değil" dedi.
"BİR TEK KOKUYU SAKLAYAMIYORLAR"
Özgür Hızal, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın vermiş olduğu son ceza bize bir kez daha şunu gösterdi: İl Başkanımız Kerem Ali Sürekli ile o bölgede yaptığımız basın açıklamasını güvenlik görevlileriyle neden engellemek istedikleri, meseleyi neden provoke etmek istedikleri ve meseleyi neden başka bir nokrtaya taşımak istediklerini net olarak gördük. Burada bir şeyler saklıyorlar ama saklayamadıkları başka bir şey var. O da, koku. Onu saklayamıyorlar. Maaalesef koku artık İzmir'in bir gerçeği oldu" diye konuştu.
ERHAN GÜLENÇ