Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından yürütülen ve 1800 yıl önceki yaşam şartlarını ortaya çıkaran "Galen'in Bergaması" adlı projenin sonuçları, New York Üniversitesi Antik Dünya Araştırma Enstitüsü aracılığıyla uluslararası arkeoloji camiasına duyuruldu
Alman Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Felix Pirson: "Arkeolojinin alanı, sadece harika yapılar, mozaikler ortaya çıkarmak değildir. Bugünü daha iyi anlamak ve problemlere çözüm bulmak için de yapılıyor. Bergama da bu anlamda bizim için önemli bir örnek. 1800 yıl öncesine dair önemli kanıtlar bize sunuyor"
UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Bergama Antik Kenti'nde 1800 yıl önceki yaşam, New York Üniversitesi Antik Dünya Araştırma Enstitüsü (Institute for the Study of the Ancient World - ISAW) aracılığıyla dünyaya duyuruldu.
Alman Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Felix Pirson, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ile Bergama'da yürüttükleri projenin, 1800 yıl önce yaşamış ünlü Bergamalı tıp doktoru, bilim insanı ve filozof olan "Galen"in adını taşıdığını söyledi.
Milattan sonra 2. ve 3. yüzyıldaki yaşamın ayrıntılarını araştırdıklarını, Galen'in günümüze kalan yazıları ile kazı sonuçlarından faydalandıklarını aktaran Pirson, Helenistik ve Roma dönemlerinde kent merkezi ve kırsal arasındaki ilişkiyi, ticareti, gıda ve su temini gibi konuları incelediklerini ifade etti.
Araştırma sonuçlarını Antik Dünya Araştırma Enstitüsü'ndeki sunumla dünyaya duyurduklarını anlatan Pirson, şöyle devam etti:
"O dönemde yaşayan insanlar nasıl besleniyordu, gıda ve su nereden geliyordu? Bu sorular bugün de Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirler için de geçerli. Bergama ve çevresi arasındaki ilişkiyi anlamaya çalıştık. O bölgede 180 bin kişinin yaşadığı düşünülüyor. Galen'den elde ettiğimiz bilgileri arkeolojik kazı sonuçlarımızla karşılaştırdık. Bergama merkezinin, bu nüfusa kaynak sağlama açısından küçük olduğunu anladık. Peynir, bal gibi gıdaların başka bölgelerde çiftçiler tarafından üretildiğini ve merkeze getirildiğini düşünüyoruz."
Geçmiş ve bugünün kaynak sorunlarının benzer olduğuna işaret eden Pirson, "Arkeolojinin alanı, sadece harika yapılar, mozaikler ortaya çıkarmak değildir. Bugünü daha iyi anlamak ve problemlere çözüm bulmak için de yapılıyor. Bergama da bu anlamda bizim için önemli bir örnek. 1800 yıl öncesine dair önemli kanıtlar bize sunuyor. Daha ilginç sonuçlara ulaşacağımıza dair umudumuz da var." dedi.
Felix Pirson, Bergama merkez ve kırsal alanının dönemin şartlarına göre yaşamak için güzel kaynaklara sahip, ilginç bir bölge olduğunu düşündüğünü sözlerine ekledi.
Galen'in Bergaması adlı projenin sonuçları
Türk ve Alman uzmanlar tarafından sürdürülen projede Athena Tapınağı, Zeus Sunağı yapılarının önemi, sosyal sınıflar arasındaki ilişkiler, günlük yaşam koşullarına ilişkin bilgiler yer alıyor.
Kazılarda ortaya çıkan iskeletlerden alınan örneklere göre, dönemin insanlarında sıklıkla ortaya çıkan hastalıklar, beslenme biçimleri, tedavileri konularında elde edilen veriler sunuluyor.
Bergama'da 1800 yıl önceki termal banyoların günümüz tedavi yöntemlerine etkisi de vurgulanıyor.
Toprak sahibi seçkinlerin milattan sonra 2. ve 3. yüzyıldaki lüks yaşamlarının detayları da projenin sonuçları arasında bulunuyor.
Pergamon sergisi de yapıldı
ABD'nin New York kentindeki Antik Dünya Araştırma Enstitüsü (Institute for the Study of the Ancient World - ISAW) bünyesinde, 22 Nisan tarihinde internet üzerinden tüm arkeoloji dünyasına yönelik sergi eşliğinde ders düzenlendi.
Alman Arkeoloji Enstitisü Müdürü Prof. Felix Pirson'un verdiği derste Galen'in tıp dünyasına getirdiği yenilikler, felsefi yönü, kitapları, antik çağdaki yaşam şartları anlatıldı.
Sergi kapsamında, dönemi anlatan resimlere, bilgilendirme notlarına ve sesli anlatımlara da yer verildi.
UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan Bergama Antik Kenti'nde 1800 yıl önceki yaşam, New York Üniversitesi Antik Dünya Araştırma Enstitüsü (Institute for the Study of the Ancient World - ISAW) aracılığıyla dünyaya duyuruldu.