Etkin pişmanlıktan yararlanarak bildiklerini anlatmaya başlayan İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen “FETÖ BORSASI” sanığı AKP İzmir İl eski Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş’un tutukluluğu önce ev hapsine çevrildi.

Ardından da ev hapsindeyken Erzurumlu kuaför Yener Toga tarafından çocuğunun gözleri önünde vurularak öldürüldü.

Ahmet Kurtuluş İzmir Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e verdiği ifadede Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yaptırdığı Efeler Mahallesi’ndeki Atatürk Spor Kompleksi’ndeki tesislerin kiralanmasını “Aydın merkezinde spor kompleksinin komple işletme ihalesini aldığını Gürbüz söyledi. Doğrudan kendi yapamazdı. Ali Sütçü ve 3-4 isim daha saydı. İşlerin başına geçmemi teklif etti. Ben de güzel iş olduğunu düşündüğüm için teklifi kabul ettim. Vergi mahkemelerim nedeniyle yüzde ellisini vekaleti bende olan eşim Gülçin üzerine aldım. Eşimin bağlantısı ve bilgisi yoktur” diye anlattı.

Bir önceki yazımda, “Derin değil, çok derin” diyerek Ahmet Kurtuluş’un sözünü ettiği spor kompleksinin yapımı ve ihale ile kiralanmasını anlattım.
Yazımın sonunda da;

• Bu kadar kısa sürede bunca hisse devri neden yapılıyor?
• Ahmet Kurtuluş’un ifadelerinin ardından Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin belediye şirketi Aybel’e ve Derin Spor’a kiralama işlemi için ne yapılıyor.
• İhaledeki “derin” izler araştırılıyor mu?
• Kimler, ifadelerinde neler diyor?
• İhaleye girenler tehdit ediliyor mu?
• İhaleyi tamamlandıktan sonra kimler şikayetçi oluyor?
• Bu konuda açılan soruşturma var mı?
• Derin Spor’daki hisse devirlerinin ihale ile ilgisi var mı? diye sormuştum.

Bu sorulardan yola çıkarak da Ahmet Kurtuluş ile aynı davada sanık olarak yargılanan İzmir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube eski Müdürü Kudret Dikmen’in internete düşen ses kayıtlarındaki göre “Bazı kesim harcanabilir. Bazı kesime bu şekilde kimse dokunamaz…” sözlerinin Ahmet Kurtuluş için de geçerli olup olmadığını sormuştum.
Şimdi bu sorulara yanıt aramanın zamanı.

Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin yaptırdığı Efeler Mahallesi’ndeki Atatürk Spor Kompleksi’ndeki tesisin kiralanması ihalesi 19 Aralık 2017’de yapıldı.
İhaleyi kazanan Derin Spor 4 Nisan 2018’de tesisin açılışını yaptı.
İzmir merkezli “FETÖ BORSASI” operasyonunda gözaltına alınan Ahmet Kurtuluş 25 Ekim 2018’de İzmir Cumhuriyet Savcısı Ferhat Deniz’e verdiği ifadede, Aydın Büyükşehir Belediyesi Atatürk Spor Kompleksi işletme ihalesi ile ilgili geniş bilgi verdi.
Savcılık ve emniyet Ahmet Kurtuluş’un ifadelerinden yola çıkarak ihale ile ilgili Aydın ve İzmir’de araştırma başlattı.
İlk ulaşılan belge Derin Spor İşletmeciliği Turizm ve İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nin ortaklarından Ali Sütçü imzasıyla, Aydın Büyükşehir Belediyesi Atatürk Spor Tesisleri’nin kiralanması için sunduğu teklif.
Teklife göre, Derin Spor ihaleye muhammen bedel olarak belirlenen 660 bin lira (KDV hariç) artı kazanç üzerinden yüzde 1 pay verdi.

İhaleye giren sadece Derin Spor değildi.
Derin Spor ile birlikte Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin spor kompleksi tesislerinin kiralanma ihalesine Eslem Sosyal Hizmetler ve Türkan Büyükbaş Kantin İşletmeciliği de katıldı.
İhale sonuçlandığında, Derin Spor dışındaki iki firmanın “ciro üzerinden pay verme” maddesinin ihale bedeline yazmaması yüzünden “elendikleri” ortaya çıktı.
İki firma da sonuca itiraz etti ama sonuç alamadı.
Ne zaman Ahmet Kurtuluş savcıya ihale konusunda bilgi verdi, dosya yeniden açıldı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/125848 soruşturma sayısı ile Ahmet Kurtuluş’un verdiği bilgilerle Aydın Büyükşehir Belediyesi Atatürk Spor Tesisi işletme ihalesini mercek altına aldı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 1 Ekim 2018 tarih ve 2018/10411 sayılı yazısı ile ihaleyi araştıran emniyet yetkilileri 30 Kasım 2018’de Teknik Takip ve İzleme Büro Amirliği’ne hazırladıkları raporu sundular.

İhale süreci ve ihaleye giren firmaların ortaklık yapılarının aktarılması ile başlayan raporda ihale gününden bir gün önce ve ihale günü yaşananlar da ayrıntılarıyla yer aldı.
Peki neler vardı raporda?
Neler yoktu ki…

Polisin bilgisine başvurduğu ihaleye katılan Türkan Büyükbaş Kantin İşletmeciliği yetkilisi Derviş Büyükbaş 27 Kasım 2018’de verdiği ifadesinde şunları söyledi:

"37 yıldır bu işlerle uğraşırım… Şartnameyi alıp bahçeye indim. Bahçede iken yanıma birkaç kişi geldi ve konuşmak istediklerini söylediler… Bana (Biz bu şartnameyi kendimiz hazırladık. Burayı almak zorundayız. Biz Aydın Belediyesi ve İzmir Belediyesi’ne iş yapıyoruz. Bizim işlerimizi bozma, bize yardımcı ol) diyerek hem kibarca benim ihaleye dosya vermememi hem de bir yandan tehditkâr şekilde benim ihaleden çekilmemi istediler. Ben de kendilerine dosyam hazır aha vermeye gidiyorum. Kısmet kim fazla verirse ihaleyi o alır” diyerek yanlarından ayrıldım ve şartnamede yazan evrakları hazır edip teslim ettim. İhale saatine 10 dakika kaldığında bahçeye sigara içmek için indim. O esnada orta boylu, normal yapılı, kısa saçlı, hafif kirli sakallı, esmer bir genç elinde telefon ile yanıma gelerek (Abi telefona bir bak) dedi. O esnada telefondaki şahsın ismini de söylemişti ama hatırlamıyorum. Ben de gencin elindeki telefonu aldım ve kulağıma götürdüğümde telefondaki erkek şahıs bana (Kardeş o işi bozma, ne gerekiyorsa biz sana da bir güzellik yapalım. Yoksa biz ihaleyi iptal ettireceğiz) dedi. Ben kendisine dosyamı verdiğim. İhaleye giriyorum. İptal ettirirseniz ettirin” diyerek telefonu getiren gence verdim ve ihalenin olacağı salona gittim…"

İhale komisyonunun teklifleri inceledikten sonra ihaleye 15 dakika ara verdiğini söylemesi üzerine itiraz ettiğini ancak dikkate alınmadığını söyleyen Derviş Büyükbaş, ondan sonra yaşananları da şöyle anlattı:

"Ben de diğer firma olan Eslem firma yetkilisi dışarıya çıktık. Ancak Derin Spor yetkili bayan odada kaldı. Aşağıya indiğimde bahçede bize korku yaratacak şekilde şahıslar toplanarak hepsi bizi gözleriyle tehdit ediyorlardı… Bu arada 15 dakika ara doldu ve ihale salona tekrar çıktığımızda Derin Spor isimli firma yetkilisi ihale komisyonunda bulunan şahıslarla birlikte çay içiyordu. Derin Spor yetkilisi bayan yanıma geldi ve bana alaylı bir şekilde (Sizin ikinizi de eliyorlar. Bak ne oldu? Ben sana demiştim zorlama diye. Bak ikinizin de evrakları eksikmiş) dedi. Kendisi ile polemiğe girmeyerek salonda oturdum ve ihale komisyonunun kararını bekledim. İhale komisyonu ihale sürecine yeniden başladı. Bana ve Eslen isimli firma yetkilisine (Siz ciro payı yazmamışsınız. Biz sizin ikinizi de eledik ve ihaleyi Derin Spor aldı, siz çıkabilirsiniz) dedi.
Ben de itiraz ettim….
İlk tekliflerimizi verdiğimizde Derin Spor isimli firmanın da ciro payı vermediğini bildiğimden onu neden elemediklerini sordum. İhale komisyonu Derin Spor’un yüzde 1 ciro payı verdiği belgeyi gösterdi ama bu biz salondan çıktıktan sonra eklenmiştir. İtirazda bulunacağımı ve suç duyurusunda bulunacağımı söyledim. İhale komisyonu başkanı da (İstediğin yere şikâyet et hiçbir şey çıkmaz) dedi. Adana’ya döner dönmez Bimer, Cimer, Aydın Büyükşehir Belediyesi ve Aybel isimli firmaya şikayetlerimi belirten dilekçeler yazdım ama bugüne kadar sizin dışınızda bana geri dönüş olmadı…"

Türkan Büyükbaş Kantin İşletmeciliği yetkilisi Derviş Büyükbaş polise verdiği ifadede özetle bunları söylüyordu.
Peki ihaleye katılan ikinci firma olan Eslem Sosyal Hizmetler firması yetkilisi Nazmi Kayaalp ne dedi, yaşananlar hakkında neler anlattı?
22 Kasım 2018’de İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği’nde ifade veren Nazmi Kayaalp, Aydın’da yaşaması ve karlı bir iş olduğunu düşündüğü için ihaleye girmek istediğini belirterek, ihale evraklarını aldığında kişiye özel evraklar istendiğini fark ettiğini ancak istenen dört evrakın da kantin işi yapması nedeniyle kendine bulunduğunu belirterek hazırlıklarını tamamladığını söyledi.
İhale günü evraklarını komisyona 09.30’da verilmesi gerektiğinin söylenmesi üzerine bahçede beklemeye başladığını vurgulayan Derviş Büyükbaş gelişen olayları şöyle anlattı:

Bu sırada Derin Spor isimli firma yetkilisi Ayçin isimli bayan yanıma gelerek (Bu ihaleye sizde mi katılıyorsunuz. Bu ihalenin tüm aşamalarını biz hazırladık. Sizin bu ihaleyi alma şansınız yok. Bu işi en iyi biz biliriz. İzmir’de bu tür kompleksleri biz işletiyoruz) dedi v e bana nazikçe ihaleye girmememi söyledi. Ben de kendisine (Ben Aydın çocuğuyum. Ben ve yakın çevremin bu işe ihtiyacı var. Bu ihaleye girmek istiyorum diyerek ihaleye katılacağımı söyledim… İhale saati geldi ve evraklarımızı verdik… Yarım saatlik moladan sonra ben ve Türkan Büyükbaş isimli firmanın elendiğimizi söylediler. Bizi dışarı çıkardılar. Daha sonra evrakı kontrol ettiğimde bugüne kadar hiç dikkat etmediğim maddenin varlığını gördüm. Bu madde yüzde 1 ciro karının ihale bedeline artı olarak yazılması gerektiği idi…

Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin belediyenin kuruluşu olan Aybel’e devrettiği Atatürk Spor Kompleksi’nin 19 Aralık 2017’de yapılan “kiralama” ihalesini kazanamadıkları açıklanan iki firmanın yetkilisinin de emniyette verdiği ifadeleri okudunuz.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma elbette bu kadarla kalmadı.
Polis, ihaleyi kazanamayan iki firma yetkilisinin ifadesinden sonra iz peşine düştü.
Kimdi orta boylu, normal yapılı, kısa saçlı, hafif kirli sakallı, esmer bir genç?
Polis, orta boylu, normal yapılı, kısa saçlı, hafif kirli sakallı, esmer bir genci buldu mu?
Kimdi bu gencin ihaleye katılan firma yetkilisi ile telefonda konuşturduğu erkek?
Derin Spor yetkilisi Ayçin isimli kadın ihale komisyonu ile neden bu kadar samimiydi?
İhaleye katılan firmalara “kazanamazsınız” derken blöf mü yapıyordu yoksa bildiği mi vardı?
“Bu ihaleyi kazanamazsınız” derken ne demek istiyordu?

Hikâye uzun.
Bunca ismi ve iç içe geçmiş ilişkiyi okuyup sindirmek de zor.
Ama devamı var, dizi film gibi.
Bir sonraki yazıda yukarıdaki soruların yanıtlarını arayalım.
Belki yeni sorular da çıkar, ne dersiniz?

SERDAR ÖZTÜRK