CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kooperatif soruşturmasında ikinci dalga operasyonu ile ilgili açıklamada bulundu.

Buca Cezaevi ziyareti sonrasında açıklamalarda bulunan Özel şunları söyledi:

Özel’in açıklamaları şu şekilde:

“İzmir’de Buca 1 No’lu, 3 No’lu ve Yüksek Güvenlikli 2 No’lu cezaevlerinde dört arkadaşımızı ziyaret ettik. Heval Savaş Kaya’yı, Tunç Soyer’i, Mehmet Ali Çalışkan’ı ve Mehmet Murat Çalık’ı ziyaret ettik. Türkiye’nin yüreğini sızlatan bir süreç yaşanıyor. Sürekli hastalığı nüksedecek mi diye endişe edilen bu süreçte Çalık daha bugün hastaneden geldi. Mehmet Murat Çalık’tan kötü bir haber alacak mıyız, almayacak mıyız diye annesinin çektiği çile… Yürekleri ağızlarında bekliyorlar.

Mehmet Murat Çalık’la ilgili iddianameye baktığımızda, suçlanacağı ya da ceza alacağı hiçbir şeyin olmadığı açıkça ortada. Kendisini buraya sürgüne yolladılar. Adalet dağıtmak yerine rejim muhafızlığı yapıyor, suçlama ile infazı aynı anda gerçekleştiriyorlar.

İzmir açısından sıcak bir gündem var. Tunç Soyer ve Heval Savaş Kaya uzaktan bağlantıyla ifade verecekler. Ardından yüzlerce tutuklunun olduğu, sonra tutuklu sayılarının azaldığı ve 5 Ocak’ı tüm İzmir’in beklediği bir süreç içindeyiz. Bu dosyada önceki İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu tahliye oldu. Tunç Soyer ve Heval Savaş Kaya’nın da serbest kalmaları beklenirken, bu kez kooperatif üzerinden yürütülen soruşturmada ifadeye çağırıldılar. 5 Ocak’taki tahliyeyi yedeklemek üzere bir tutuklama girişimine umarım kimse yeltenmez. Bunu kamu vicdanı da kaldırmaz. Bunu açıkça söylemek gerekiyor.

Birinci dosya; Tunç Soyer’in ve Heval Savaş Kaya’nın tutuklu olduğu dosya, “İzmir Büyükşehir Belediyesi kentsel dönüşüm yapar mı, yapmaz mı?” sorusunun araştırıldığı dosyadır. Burada kamu zararı var mı, yok mu? Kamu zararı olmadığı ve kentsel dönüşüm yapılabileceği ortaya çıktı. Bugün soruşturması yapılan kooperatif en ileri durumda olan kooperatiftir; yüzde 60’ın üzerinde ilerleme sağlanmıştır. Hızla bitirilmesine yönelik bir irademiz var. Kötü durumda olan kooperatiflerle ilgili anlaşmalar yapıldı, tarihler verildi. 2027 Şubat’ında evler teslim edilecek.

Bir gerçek var: Türkiye’de inşaat maliyetlerinin 10 kat arttığı bir dönemde zorluk yaşandı. Burada kötü niyet olmadığını herkes biliyor. Kooperatif mağdurları “Evler teslim edilince sorun kalmaz” diyorlar. “Kötü niyet diyemeyiz ama mağduriyet var” diyorlar.

Bizim AK Parti ile karşı karşıya kaldığımız nokta şu: Onlar kooperatifçiliği suç olarak görüyor, biz görmüyoruz. Belediyenin cebinden bir kuruş çıkmadan kentsel dönüşüm yapmak iyi belediyecilik uygulamasıdır. AK Parti’nin kötü yönettiği Türkiye’de inşaat maliyetleri 10 kat artmış, alınan TL paralar değer kaybetmiştir. Bir sıkıntı yaşanmıştır, bu başka bir şeydir; ama zimmet ve hırsızlık bambaşka bir şeydir. Görülüyor ki kamu zararı ortada yoktur. AK Parti müteahhitlik sistemini savunmaktadır.

AK Parti’de İzmir’de ağzı olan konuşuyor. Tayyip Bey açıkça ortaya koydu ve “Bizim TOKİ sistemimize karşı alternatif bir sistem geliştirmeye kalktılar” dedi. Evet, TOKİ müteahhit sistemidir. Burada yapılan ise müteahhit kârı olmaksızın, insanların çok daha ucuza ve birliktelik sağlayarak, müteahhidi zengin etmeden kentsel dönüşüm yapma işidir. Bu iş suçlanamaz. AK Parti’nin kötü yönettiği ülkede artan maliyetler ve birtakım talihsizlikler üzerinden ortaya çıkan mağduriyetler hızla giderilecektir.

Arkadaşlarımız özgürlüklerine kavuşmayı beklerken, şimdi Şenol Aslanoğlu bu kez kooperatif üzerinden gözaltına alındı. Aylarca tuttular, ev hapsi verdiler; ev hapsinden kaçmadı. Ev hapsini kaldırdılar, ülke dışına kaçmadı. Bugün çağırdılar, yine gitti. Demek ki tutukluluk Şenol Aslanoğlu için lüzumsuz bir tedbirdir.

Aynı şekilde serbest kalan arkadaşlarımızdan hangisi kaçtı? Kaçacak neyimiz var? Herkes için adalet ve tutuksuz yargılama talep ediyoruz. Sorular sorulsun, cevaplar alınsın ama tüm bu süreçler yaşanırken kimse ailesinden uzakta kalmasın.”