Manisa'daki 91 yıllık enstitü kuraklığa dirençli asma geliştirecek
Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün kuraklığa dayanımı yüksek ve anaç özellikte asma türlerinin geliştirilmesine yönelik hazırladığı proje, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünce onaylandı
Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Akay Ünal: "Etkisi her yıl artan kuraklık gelecek senelerde bağcılığın en önemli ekonomik faaliyet olduğu bölgemizde de üretimi zorlamaya başlayacaktır. Bu nedenle yeni anaç geliştirme çalışmaları şart oldu. Bu çalışmada iklim değişikliğine, kuraklığa, kirece ve randıman sıkıntılarına çözüm arayışı içindeyiz"
Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünce (BAEM) klasik melezleme yöntemiyle kuraklığa ve kuraklığın neden olacağı tehditlere karşı dayanıklı üzüm türleri geliştirilmesine yönelik çalışma başlatıldı.
Resmi kayıtlara göre 1930 yılında kurulan Manisa BAEM bünyesinde bağcılığa dair önemli araştırmalar yapılıyor. Türkiye'nin üzümde milli üzüm koleksiyonun kayıt altına alındığı enstitüde bugüne kadar bin 453 çeşit üzüm tescil edildi.
Her geçen yıl etkisi artan iklim değişikliği ve kuraklığa karşı dayanımı yüksek üzüm çeşitleri geliştirmek için proje hazırlayan enstitü, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünce projenin onaylanmasının ardından çalışmalara başladı.
Enstitü laboratuvarlarında bulunan 13 bine yakın asma örneğini, melezlemeyle ıslah edip, özgün bir çeşit geliştirmeye çalışan uzmanlar, 5 yıllık proje sürecinde bu yöntemle geliştirdikleri kuraklığa dayanımı en yüksek türü, üreticilerin kullanımına sunacak.
Enstitü müdürü Akay Ünal, AA muhabirine, küresel iklim değişikliğini göz önüne alarak ilk kez bir anaç tür geliştirmeye başladıklarını belirtti.
Geliştirecekleri yeni türün tamamen özgün olacağına dikkati çeken Ünal, şunları kaydetti:
"Etkisi her yıl artan kuraklık gelecek senelerde bağcılığın en önemli ekonomik faaliyet olduğu bölgemizde de üretimi zorlamaya başlayacaktır. Bu nedenle yeni anaç geliştirme çalışmaları şart oldu. Bu çalışmada iklim değişikliğine, kuraklığa, kirece ve randıman sıkıntılarına çözüm arayışı içindeyiz. Bu nedenle yeni türlerimizi tamamen özgün ve klasik melezleme ıslah yöntemiyle üreteceğiz. Kendi anaçlarımızı ve yabancı anaçları kullanacağız. Kendi toprak yapımıza ve iklim değişikliğinin getireceği öngörülen sebeplerden ötürü daha dayanımını artıracak materyaller üzerinde çalışıyoruz. Bu türün geliştirilmesiyle bağcılık yapmanın zor olduğu arazilerde bile üretime imkan sağlayacak türler üzerine sonuçlar elde etmeye çalışıyoruz."
Anaç tür geliştirme çalışmasının Türkiye'de ilk kez yapıldığını vurgulayan Ünal, projenin 5 yıllık süreci kapsadığını dile getirdi.
Klasik melezleme için ellerinde şu anda 13 bin çeşit bulunduğunu hatırlatan Ünal, bu türler içinden en iyisini daha ekonomik olarak verimlisini bulmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.