Öncelikle; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na sormak gerekiyor: "İzmir'deki eserinizle gurur duyuyor musunuz?"

Bayrak Medya İzmir eserinizin en son halini yazdı: "CHP'de büyük bir bölünmeye sebep olan Tunç Soyer'in "Eşim kendisine first lady dedirtti, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Tunç Soyer Cumhurbaşkanı adayı olarak karşıma çıkar, tüm şansımı elimden alır korkusu ile beni parti içerisinde harcamaya çalışıyor. Çünkü kendisi de benim Cumhurbaşkanlığına aday olmam halinde CHP'lilerin beni tercih edeceğini biliyor. Tüm korlkusu karşısına aday olarak çıkmamdan kaynaklanıyor" dediği de iddialar arasında yer alıyor. 

Tunç Soyer'in CHP'den istifa etmemesi halinde disiplin kuruluna verilerek ihraç edileceği de iddia edildi."

Nereden nereye sayın Kılıçdaroğlu... Soyer mi siz mi 5 fırın ekmek fazla yediniz orasını bir türlü kestiremdik ama; İzmir Büyükşehir Belediyesi personelinin maaş krizi altında inim inim inlediğini hatırlatırız!

Soyer, İzmir'i de Seferihisar'a mı benzetti?

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, "yolsuzluk"tan sonra kendisine yeni bir argüman bulmuşa benziyor! 

Kılıçdaroğlu, "Rüşvet alanın burnundan getirmezsem siyaseti bırakacağım" demiş... Rüşvet alanları bulmak için öylesine çok büyük arayışların içine girmesini tavsiye etmiyoruz! 

Yazdığımız "A" harfini "A" olarak algılayabilecek, orta zeka danışmanlarını görevlendirip, rüşvet alanların yakasına yapışması için de Telegram Haber'de gezintiye çıkmalarının yeterli olacağı düşüncesindeyiz!

Sahi, sayın Kılıçdaroğlu siyaset arenasında "yolsuzluk"ların üzerine gitmekle ünlenmişti değil mi? Peki, sayın Kılıçdaroğlu'nun kaç tane yolsuzluk dosyasını sonuçlandırdığını, kamuya kaç kuruş kazandırdığını bilen var mı? Ya da sayın Kılıçdaroğlu'nun önüne konan yüzlerce CHP'li belediye başkanlarına ait yolsuzluk dosyalarının kapağını kaldırıp baktığını gören/bilen var mı? 

TCK 235'te indirime gidilmesini sayın Kılıçdaroğlu TBMM'ye getirip, geçirttirtmedi mi? Yolsuzluk yapanların, ihaleye fesat karıştıranların korkulu rüyası TCK 235'e yapılan bu operasyondan sonra kimlerin kurtarıldığını sayın Kılıçdaroğlu unuttu mu? Unuttuysa, dibindekilere bakmasında fayda vardır diyor ve sıranın da "rüşvet" alanların kurtarılmasına mı geldi demekten de kendimizi alamıyoruz!

Kaldı ki; rüşvetin kitabının yazıldığı ilçenin de nerede olduğunu hatırlatmamıza gerek yok ama, adaylık döneminde balık kasalarını kimlerin Ankara'ya taşıdığına; 10 metrekarelik esnaf çay ocağı ruhsat işinden 5 bin TL'yi kimlerin nasıl organize edip tenezül ettiğine bakmasında da yarar olacağını düşünüyoruz! Eğer ki bu rüşvet düşüncelerinde samimiyseler!

İzmir'e döndüğümüzde, İzmir Büyükşehir Belediyesinin personel maaşlarında kriz içinde olduğu bilakis çalışanlar tarafından sokaklarda konuşuluyor artık! Toplu sözleşmelerden doğan ek hakların 8 aydır ödenmediği, maaşların 3 taksitle ödendiği, toplu sözleşmelerde alınan zamlı maaşların değil de hala eski maaşlar üzerinden ödendiği, açıkçası yüksek perdeden Tunç Soyer'in İzmir'i Seferihisar'a benzettiği dalga dalga yayılıyor İzmir cadde ve sokaklarında...

Ayrıca aklı başında İzmir için kafa yoran insanların akşamları bir araya gelip yemek yedikleri restoranlardan havaya yayılan konuşmaların öznesi de Tunç Soyer! Ortak konuşulanların başında da "elimiz kırılsaydı da..." geliyor!

Sayın Kılıçdaroğlu sanırım bizden çok siz biliyorsunuzdur Tunç Soyer'in Seferihisar belediyeciliğini... Zaten bilmemiş olsaydınız İzmir'in başına koyar mıydınız? 

Ne diyordu Tunç Soyer Seferihisar'da maaş günü geldiğinde: "Maaşları ödeyemiyoruz; satmak zorundayız!" Peki Tunç Soyer, Seferihisar'daki alışkanlıklarını sürdürüp, İzmir'in de gayrimenkullerini satmadı mı? Bakınız Temiz İzmir Derneği yayın organı gaze-temiz.com'a! Tunç Soyer'in İzmir'in başına geldiği günden günümüze gayrimenkul satışına çıkılmadık ay var mı?

Sayın Kılıçdaroğlu, her şey bir yana seneye Terra Madre geliyor İzmir'e biliyor musunuz? O da ne mi? Bilsek! Videosundan duyduk... Belki de havadan toplu ulaşım sistemi olabilir diye düşünmeye başladık... Kara trafiğine alternatif... Neden olmasın...

Terra Madre...

Terra Madre... 

Yaşasın...