
İTB Meclis Başkanı Tuncer’den 2026 değerlendirmesi: Reform yılı olacak!
İzmir Ticaret Borsası Aralık Ayı Olağan Meclis toplantısında İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer geçtiğimiz yıla dair değerlendirmelerde ve yeni yıla dair öngörülerde bulundu. Tuncer, 2026’ya dair mesajlarını vererek, “2026, sürdürülebilir bir gelecek i
İzmir Ticaret Borsası (İTB) Aralık Ayı Olağan Meclis toplantısı gerçekleştirildi. İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıyı İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer yönetti.
BORSAV’IN BÜTÇESİ AÇIKLANDI
Meclis başlamadan önce İzmir Ticaret Borsası Eğitim, Kültür ve Sosyal Entegrasyon Vakfı’na (BORSAV) dair 2. Mütevelli Heyet Toplantısı yapıldı. 2026 yılına dair çalışma programının açıklanmasının ardından vakfın yeni yılda bütçesi 2 milyon 551 bin TL olarak açıklandı.
‘2025’TE EKONOMİ KIRILGAN, TARIM İKLİM BASKISI ALTINDA’
Meclis açılış konuşmalarında Meclis Başkanı Tuncer söz aldı. Tuncer, tarıma ve ekonomiye dair önemli açıklamalarda bulundu. Tuncer, ilk olarak 2025 yılına dair, “Kendi faaliyet alanımız açısından bir cümleyle 2025’i; dünya genelinde ekonominin ve özellikle tarım sektörü açısından belirsizliklerin ve uyum arayışlarının öne çıktığı bir yıl olarak özetleyebiliriz. IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların benzer ifadeleriyle; küresel ekonomide enflasyon baskıları önceki yıllara kıyasla kısmen zayıfladı. Ancak, yüksek faiz ortamı, jeopolitik gerilimler ve ticaret bloklaşmaları büyümeyi sınırladı. Gelişmiş ülkelerde durağanlık ön plandayken, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise kırılgan bir toparlanma çabası hakim oldu. Tarım sektöründe ise iklim değişikliğinin etkileri daha dikkat çekici ve tedirgin edici değişikliklere sebep oldu. Aşırı hava olayları arz dalgalanmalarını artırırken, su kıtlığı ve yüksek girdi maliyetleri üreticiler üzerinde baskısını sürdürmeye devam etti. Diğer taraftan, akıllı tarım uygulamaları ve sürdürülebilirlik odaklı politikalar hız kazandı” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR GELECEK İÇİN KÖKLÜ REFORM ÇAĞRISI
Tuncer, yeni yıla dair reform çağrısında bulunarak, “Gıda güvenliği konusu ve tedarik zincirinin sağlamlığı ülkelerin ekonomik ve stratejik öncelikleri arasında yer aldı. 2025 aynı zamanda belirsizliklerin yorduğu ancak dirençli olmanın, yani ayakta durmanın ve teknolojik dönüşüme ayak uydurmanın önemini kanıtlayan bir yıl olarak hafızalarda yerini aldı. Dolayısıyla kanımca 2026, sürdürülebilir bir gelecek için köklü reformların başlayacağı bir yıl olacaktır. Buna hazır olmalıyız. Yeni yılda beklentilerimizi daha gerçekçi temellere oturtmalı, riskleri öngörebilen ve değişen koşullara hızla uyum sağlayabilen üretim modelleri geliştirmeliyiz. Ancak bu şekilde daha dengeli ve dirençli bir gelecek inşa edebiliriz” diye konuştu.
‘GÜNÜ KURTARAN DEĞİL, GELECEĞİ İNŞA EDEN TARIM POLİTİKALARI’
Tarım politikaları için uzun vadeli planların önemine değinen Tuncer, “Tarımda yapısal sorunlarımızdan kurtulmanın yollarını yıllardır aramaya devam ediyoruz. Sorunları hepimiz biliyoruz. Çözüm ise ancak ve ancak günü kurtarmayan, uzun vadeli ve en önemlisi istikrarlı tarım politikalarıdır. Sektörümüz doğal yapısı gereği risk ve belirsizliklerle dolu. Ancak bunlar, iyi bir planlamayla yönetilebilir konular. Öncelikle mutlak üstün olduğumuz üretim alanlarını korumalıyız. Örneğin et ve süt fiyatlarını artık üreticinin zarar etmeyeceği seviyelerde tutmalıyız. Üretimi sadece rakamsal olarak artırmak da yetmiyor; verimli olmak zorundayız” dedi.
‘ARTAN MALİYETLER VE SALGINLAR HAYVANCILIĞI ZORLADI’
2025 yılında hayvancılıkta yaşanan sorunlara değinen Tuncer, “Ekonomik açıdan 2025 yılında yem maliyetleri, enerji giderleri ve finansmana erişim sorunları hayvancılık işletmelerimizin üzerinde ciddi baskılar oluşturdu. Özellikle küçük ve orta ölçekli üreticilerimiz bu baskıyı daha yoğun hissetti. Üstüne bir de yıl boyunca şap hastalığı gibi salgınlarla mücadele ettik. Buna karşın hijyen ve verimlilik odaklı işletmelerin görece daha dayanıklı olduğunu gördük. Bu tablo bize şunu gösteriyor: Hayvancılıkta sürdürülebilirliğin anahtarı, planlı üretim ve maliyet kontrolüdür. Sosyal boyutta ise kırsal nüfusun yaşlanması ve gençlerin hayvancılıktan uzaklaşması, 2025 yılında da sektörümüzün en kritik sorunlarından biri olmaya devam etti. Halbuki hayvancılık sadece ekonomik bir faaliyet değil; aynı zamanda kırsal istihdamın, gıda güvencesinin ve sosyal dengenin teminatıdır. Hayvancılığın bu rolü, hayata geçirilen her politikanın merkezinde olmalı ve ayrıntılar bu gerçek etrafında şekillenmelidir. Kooperatifleşme ve sözleşmeli üretim modellerinin yaygınlaştığı bölgelerde üretici dayanışmasının arttığını görmek umut vericidir. Ancak bu yapının ülke geneline yayılması gerekmektedir” dedi.
‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÜRETİMİ DOĞRUDAN ETKİLİYOR’
Tuncer, son olarak iklim değişikliği sebebiyle tarım ve hayvancılıkta yaşanan sorunlara değinerek şunları söyledi:
Çevresel açıdan baktığımızda 2025 yılı, iklim değişikliğinin hayvancılık üzerindeki etkilerinin açıkça hissedildiği bir yıl olmuştur. Kuraklık, su kaynaklarındaki azalma ve mera verimliliğindeki düşüş üretimi doğrudan etkilemeye devam etti. Bu noktada açıkça ifade etmek gerekir ki 2026 ve sonrasında doğal kaynaklarımızı korumadan hayvancılığı korumak mümkün olmayacak. Geçtiğimiz haftalarda, uygun fiyatı, yüksek besin değeri ve hızlı üretim süreciyle stratejik bir ürün olan tavuk etinde gıda güvenliği sorunu yaşadık. Ve konu neredeyse tüm sektörü etkiledi; tüketim tercihleri bir anda yön değiştirdi. Halbuki bu sorunun temelinde üretimden ziyade soğuk zincirde yaşanan aksaklıklar yer alıyordu. Modern teknoloji ve yüksek biyogüvenlik standartlarıyla çalışan kesimhaneler, hem tarım ve orman il müdürlüklerimiz hem de resmi veteriner hekimlerin denetimleri sayesinde gıda güvenliğini sonuna kadar sağlamaktalar. Ayrıca güçlü ve güvenilir yapısıyla tavuk eti sektörümüz yalnızca iç pazarda değil, ihracat ve yabancı yatırımlar açısından da yüksek potansiyele sahiptir. Uzun zamanda elde ettiğimiz böylesi kazanımlarımıza ve değerlerimize sahip çıkmak hepimizin görevidir. Bunun içindir ki 2026 hedeflerimizde; güçlü üretici, sağlıklı tüketici ve korunmuş doğal kaynaklara yer vererek tüm gayretimizle çalışmaya devam etmeliyiz.



HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.