İki duayenin kapışmaları neden 'Eko'suz devam ediyor?

İki duayenin kapışmaları neden 'Eko'suz devam ediyor?

Gazetecilik mesleğin duayeni Uğur Dündar ile Türk siyasetinin "etkisiz" duayeni Kemal Kılıçdaroğlu'nun atışmaları bayram süresince devam etti... Peki, atışmalar neden bu kadar kısır bir döngü içinde sürüp gidiyor?

A+A-

847320729img.png

2024 yılı Ramazan Bayramın neşesi iki duayen ismin atışmalarına, repertuvarlarının da kendiliğinden ortaya çıkmasına  sahne oldu!
Bir yanda gazetecilik mesleğinde "duayen" diye anılan Uğur Dündar...
Diğer tarafta 21 yıllık siyasi hayatında bir baltaya sap olmayı başaramamış Kemal Kılıçdaroğlu... Gazeteci Emin Pazarcı'nın tespitiyle "Proje Kemal"... 
Uğur Dündar'ın gazeteciliğini kendisine bırakıyoruz... En azından repertuvarında güzel işler var... Temsil, toz biberin içine "tuğla" tozu koymaya kalkışan densiz baharat firması... Miadı dolmuş sütlerden çocuklara "puding" yapan süt fabrikasının canına okumak gibi... Dediğimiz gibi; Uğur Dündar mesleğinin zirvesinde duayen bir isim... Bugün okurlarına Sözcü gazetesindeki köşesinden ulaşıyor... 
Kemal Bey'de Abit Dursun'un yazdığı gibi; "MÜTEAHHİT çetesinin Ankara'da emrine tahsis ettiği o görkemli ofiste..." daha ne kadar daha oturur ve ellerini ovuşturarak "...Bunlar bozguna uğrayacak" diye bekler orasını bilemiyoruz... Ama, Kemal Bey'in Türk siyaset tarihinde iki satırlık bir yer alacağının garantisini bugünden verebiliriz... 
Ayrıca; Kemal Bey, CHP tarihinde de "kara bir leke" olarak yer alacak gibi görünüyor!.. 
Abit Dursun, "Bi düş bu halkın yakasından ya!
Bir düş!
Nedir bu hırs ve kin?
Git torunlarını sev...
Şeriatçı ve faşistlere ayırdığın sevgi ve şefkati onlara ver!"
diyor... 
Aslında Kemal Bey huzur arıyorsa... Tavsiyemiz, gitsin Kanada'ya bir güzel yerleşsin! 
İstediğinde Ontario gölüne bakan bir araziyi de bedelsiz kendisine tahsis ederler... 
Sıfırdan köy bile kurabilir Kanada'da... Adını "Dersimliler Villace" koyabilir... 
Ne işin olur Ege'nin Burhaniye'sinde... 
Kemal bey'in en ufak bir eleştiriye dahi tahammülünün olmadığını çok rahat anlayabilirsiniz...  
Yoksa niye Uğur Dündar'a yanıt versin ki.. 
Kemal Bey'i yakından bilenlerden gazeteci Abdulkadir Selvi, 14 mayıs seçimleri öncesinde CNN Türk'te şunları söylüyordu: "Kemal Bey, sorun çözmez. Sorunu zamana yayar küllendirir."
Kemal Bey'in herhangi sorunu çözdüğünü duyan bilen var mı? 
Biz biliyoruz! 
Var!
Oda, TCK 235'a operasyon!
TCK 235, ta ki Kemal Bey'in ellerine düşmeden öncesinde yolsuzluk yapanlar, ihaleye fesat karıştıranların korkulu rüyasıydı... 
Kemal Bey, partisini 6 ay çalıştırdı ve TCK 235'i kuşa çevirterek, indirime gidilmesini TBMM'ye getirip geçirtti! 
Kaç yandaşını, çak candaşını cezaevine girmekten kurtardığını, kaç tanesini milletvekili listelerine yazıp, pürü pak eylediğini de bize değil, "Ben Dersimli Kemal'im" diyene sormanızı tavsiye ediyoruz!
Dersimli olan sizsiniz ya... Çıkın "ben böyle bir iş yapmadım" deyin o zaman görelim şu poker yüzünüzü!
Peki, Kemal Bey'le birlikte 13.5 yıl yerelde saltanat sürenlere hesap sorulmayacağını mı düşünüyorsunuz???!!!
Haydin Kemal Bey, "yolsuzluklar kahramanı" olan siz değil misiniz?
Kaç bin tanesinin yolsuzluğa, vurguna, talana katıldığını bilmiyor musunuz? 
Namınıza gönderilen belediye başkanlarınızın yüzlerce, binlerce yolsuzluk dosyalarını okumadınız mı?
Siz değil miydiniz gün hafta geçmeye TV'lerde yolsuzluk naraları atan? 
Çıkın gösterin 5 kuruşlukta olsa bir yolsuzluk dosyasını kamu hesabına kazandırdığınızı!!! 

Ekmeleddin faciasının ardından Kemal Bey kendine geliyor, Grup toplantılarında ufaktan da olsa esmeye-gürlemeye başladığı günlerdi... Gruba dinleyici olarak katılan duyarlı bir CHP'li söze giriyordu... "Burada genel başkan konuşuyor atın bunu dışarıya" diyordu halkçı Kemal Bey... Merak buyuranlar YouTube'de sörfe çıkabilir... 
Yine 2018 seçimleri sonrası yapılan CHP genel merkezindeki danışma kurulu toplantısında CHP gençlik kollarından hukuk fakültesi 2. sınıf öğrencisi "Salıdan salıya gazete manşetlerine okuyarak muhalefet yapılmaz" der demez, yaka paça dışarıya atılıyordu! 
Laf vardır, "Şıh uçmaz mürid uçurur" o hesap, Kemal Bey, toplamda 21 yıl, 13.5 yılı genel başkanlık olmak üzere; Türk siyasetinde saltanat sürdü... Müridleri tarafından uçuruldu... 
Bir de yazmış ki "Ankara'dan İstanbul'a yürüdüm!"
İ
yi de, kimin için yürüdünüz?
Onu da yazsaydınız! 
Adalet için mi FETÖ piliçleri için mi?
Başka bir deyişle, kim emir verdi yürümenize?
Hollywood yapımı "sefer tası" sahnesi de hiçte fena sayılmazdı hani!
Bilindiği üzere Kemal Bey'in incileri kitap olmuştu "Çarkçı Kemal" adında... Kemal Bey, kitabın yazarına 100 Bin TL'lik tazminat davası açtı ama, ne hikmetse avukatlarının hiç biri duruşmaya gitmediği, davanın düştüğü yazıldı çizildi... Ne hoş değil mi? 
Kemal Bey'in incilerini yazmakla bitiremezsiniz... 

Gelelim şimdi 'Eko'lar hallerine...
Ekrem İmamoğlu... CHP Beylikdüzü ilçe başkanı... İlçe yönetiminden 5 kişi İstanbul'un Ekosu hakkında dosya hazırlıyorlar ve Ankara'nın yolunu tutuyorlar... Dosyayı makamında Kemal Bey'in önüne koyuyorlar... Yıl her halde 2013... Kemal Bey dosyaya göz attıktan sonra İstanbul'un Ekosu hakkında gereğini yerine getireceğini söyleyip, 1 aya kadar ilçe başkanlığı görevinden alacağını belirtiyor... 
Aradan 5-6 ay geçiyor... Kemal Bey'e Eko'nun dosyasını götürenler kapının önüne konuluyor, Eko, 2014 yerel seçimlerinde Gürsel Tekin destekli Beylikdüzü'ne belediye başkan adayı yapılıyor!
Devamında İBB... 
Kemal Bey'de ne ince bir adalet ruhu var görüyorsunuz değil mi?
Mübarek adamın paçasından adalet akıyor!
Atlamayalım, katkılarıyla "sırtı hançerli" de olsa CHP'yi ve Türkiye'yi Kemal Bey'den kurtardığı için minik bir teşekkürü de İstanbul'un Ekosuna çok görmeyelim! Teşekkürler İBB'nin Ekosu... 

Gelelim şimdi İzmir'in Çeşmeli Ekosuna.. Nam-ı diğer "Yetiş Eko"... 
Ekrem Oran... Çeşme'nin Yetiş Ekosu... 2019-2024 Çeşme belediye başkanı... 
Duayen siyasetçi Kemal Bey ile duayen gazeteci Uğur Bey'in Çeşme'de kesiştiklerini biliyor muydunuz?
Yetiş Eko, İkisinin de kesiştiği ortak dostları... 
Çeşme'deki duayen CHP'liler, Uğur Bey'in Çeşme'deki malikanesine geleceğini ilk "Bizim Eko" bilir diye belirtiyorlar... 
Kaldı ki, dostluklarının da belediye başkanlığından çok ötelere uzandığı kaydediyorlar... 
Neyse... Dileğimiz Yetiş Eko ile Uğur Bey'in dostlukları pazara kadar değil mezara kadar devam etmesinden yanadır...

Bilindiği gibi... Aday adaylığı döneminde İzmir'de görkemli bir düğün gerçekleşti... Düğün sahiplerinden birisi Soyer ailesiydi... Kızlarını evlendirdiler... 
Doğal olarak Soyer ailesi, genel başkanları Kemal Bey ve eşi Selvi hanımı da düğünlerine davet ettiler... Hatta, yazılanlara göre Soyer'lerden Tunç Bey, Kemal Bey ve eşi Selvi hanımın Ankara'dan İzmir'e gelmeleri için özel uçak tutmuşlar... 
Neyse... Kemal Bey ve Selvi hanımın Soyer'lerin düğün-nikah töreninde 17 dakika kaldıkları yazıldı çizildi... Oysa Kemal Bey'den bu 17 dakikalık düğün icazetinden beklenilen Soyer'lerden Tunç Bey'in yeniden İzBB adaylığı açıklamasıydı... Türkçesi, birazda düğün bahane adaylık açıklaması şahane olacaktı ama, maalesef olmadı... 
Kemal Bey'in geldiği özel uçakla Ankara'ya döndüğü yazıldı... 
Peki, Selvi hanım eşiyle Ankara'ya dönmüş müydü?
Bunu da 2 gün sonra öğreniyorduk!

385654e0-1191-44b4-a416-8f3f4c147758.jpg

Yetiş Eko, Soyer'lerin düğününden iki gün sonra sosyal medya hesaplarından bu fotoğrafı paylaşıyordu... 
Başka bir deyişle, Selvi hanımın eşi Kemal Bey'le Ankara'ya dönmediği, Yetiş Eko ailesine misafir olduğu ortaya çıkmış oluyordu...
Şimdi... Türk insanın misafirperver olduğunu dünyada bilmeyen yoktur... Hele ki, düğün-dernek gibi bir etkinliğe dışarıdan katılıyorsanız, davet sahibi sizin her ihtiyacınızı karşılar... Yeminizden-içmenize, yatıp kalkmanız da davet sahibi tarafından çoktan ayarlanmıştır... Davet sahibi sizi ne aç bırakır ne de açıkta... Bu böyledir ve böyle bilinir, uygulanır... Türk insanın karakteri başka bir şeye zaten izin vermez... 
Peki, düğün sahibi Soyer'lerden Neptün hanım, Selvi hanımla ilgilenmemiş midir? 
Hatırlayınız; Soyer'lerden Tunç Bey'in İzBB'ye aday adaylığı dönemini... Selvi hanımla Neptün hanım Kemal Bey'in evinin mutfağından çörekler börekler açarken, yemekler yaparken paylaştıkları fotoğrafları... 
Yoksa Neptün hanımla Selvi hanımın arasına kara kedi mi girmiştir? 
Neden Selvi hanım Soyer'lere misafir olmamıştır?
Şato'dan Karşıyaka'nın ışıklarını seyretmemiştir? 
Başka bir deyişle; yoksa Yetiş Eko, hazır İzmir'e gelmişken, sevgili genel başkanımın sevgili eşinin turistik ve kültürel birikimlerine, duygularına katkı koymak adına mı Çeşme'ye götürüp misafir etmiştir?
Bilmiyoruz ama, belki de Selvi hanım Yetiş Eko'ya akrabadır... Belki de işin içinde duygusal bir hısımlık bağı vardır...  Nereden bileceğiz... 
Ne de olsa daha çok vardı 38. Kurultaya... 
Devam edecek...
 

 

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.