Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver: "Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Hanım'ın başlattığı sıfır atık gibi projelerle 2053’te sıfır atığı hedeflemekteyiz"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Hasan Suver, "Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Hanım'ın başlattığı sıfır atık gibi projelerle 2053'te sıfır atığı hedeflemekteyiz." dedi.

Suver, Foça Mahallesi'ndeki bir otelde düzenlenen Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi yönetim planı paydaş toplantısında, doğanın zarar görmesi halinde tekrar yerine getirilmesi için 500 milyon yıla ihtiyaç olduğunu söyledi.

Dünyadaki kıt kaynakların hoyratça kullanılması halinde yarın kullanabilecek yeni kaynaklara ulaşamama sıkıntılarıyla karşı karşıya kalınacağını dile getiren Suver, "Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Hanım'ın başlattığı sıfır atık gibi projelerle 2053’te sıfır atığı hedeflemekteyiz. Proje başarılı bir şekilde uygulanmakta. Biz artık atıklara çöp değil hammadde olarak bakıyoruz. İleride atıkların tamamına yakını değerlenebilecek ve geri dönüşümü sağlanacak." ifadelerini kullandı.

Doğal dengenin korunması için en sorumlu ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Suver, "Bizim ülkemiz Asya'dan Avrupa'ya uzanıyor. Bir tarafında Karadeniz bir tarafında Akdeniz. Baktığınızda bu küçük Türkiye coğrafyasında belki de bir kıtada rastlamayacağınız son derece zengin bitki örtüsü ve hayvan var. Bunlar da kendi aralarında oluşturdukları ekolojide yaşam sürüyorlar." diye konuştu.

Suver, ülkedeki tarihi ve doğal değerleri hem Türkiye hem de dünya insanlığı için yaşatma ve koruma görevini üstlendiklerini kaydetti.

- "Her şeyden önce çevremizi koruyacağız"

Ülkenin kalkınması gelişmesi için enerjiye ihtiyaç olduğunu belirten Suver, şunları söyledi:

"Enerji üretiminde güneş ve rüzgardan üretimle ilgili büyük adımlar attık arkası da geliyor. Bugün dünyanın karşı karşıya olduğu iklim değişikliği çevresel felaketlerde Türkiye'nin katkısı gelişmiş ülkelere göre çok azdır. Asıl günah onların boynunadır. Temiz enerji konusunda planlarımız var. Her şeyden önce çevremizi koruyacağız. Bu çalıştayda da çeşitli fikirler ortaya atılacak. Mutlaka bunun uygulanması lazım."

Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Hacı Abdullah Uçan ise doğal çevre üzerindeki baskının giderek artması nedeniyle özel alanlar üzerinde planlamalar ve politikalar üretilmesi zorunluluğunu ortaya çıkardığını dile getirdi.

Fethiye Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi'nin deniz ve Nil kaplumbağalarının yuvalama alanı olan kumsallarıyla önemli olduğunu belirten Uçan, "Bu bölge çok sayıda türe ev sahipliği yapmasıyla ülkemizin en gözde turizm olanaklarına, zengin ve çeşitli tarımsal üretimine sahip olmasıyla eşsiz bir yaşamsal döngüye sahip korunan alanlarımızdandır." ifadesini kullandı.

Muğla Valisi Orhan Tavlı da Fethiye-Göcek bölgesinin doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin ve sosyoekonomik yapısının korunarak kullanılması ve sürdürülebilir yönetimi için yürütülen çalışmanın önemli olduğunu belirtti.

Tavlı, Muğla'nın tarihi ve kültürel değerleri, eşsiz doğal güzellikleri, 1480 kilometre uzunluğundaki kıyıları, koyları, körfezleri, mavi bayraklı plajları ile öne çıktığını kaydetti.

Konuşmaların ardından proje yürütücüsü Mustafa Tel tarafından yönetim planı ve süreçlerin sunumu yapıldı.

Toplantıya, Fethiye Kaymakamı Yusuf İzzet Karaman, kurum müdürleri, oda ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.