Öncelikle; CHP İzmir'in Alsancak'taki yeni il binası 13.5 milyon TL'lik bir (Toplam) masrafla açılışa hazır hale gelmiş. Yeni İl binası tüm CHP'lilere şimdiden hayırlı uğurlu olsun.  

Geçtiğimiz hafta sonu CHP'nin çok iddialı Mersin mitingi gerçekleştirildi... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 33 dakika konuştuğu miting, beklenenin üzerine çıkmadığı gibi; halka "umut" bile olamadı! İYİ Parti'nin Denizli mitinginin ardından alınan kararla yapılan Mersin mitingi aklı başında hiç bir CHP'li tarafından alkışlanacak düzeyde görülmedi! Tartışmalar da doğal olarak "kaç kişi katıldı" kısır döngüsü çerçevesinin dışına çıkamadı. Türkçesi miting, TBMM'deki CHP grup toplantısının açık hava versiyonu olarak notlar arasında yerini almış oldu. Mitingin üzerinden 4 gün geçti... Ekonomik gidişatın hali ortada... Mitingden geriye halkın konuştuğu her hangi bir ekonomik modeli geçtik, 3-5 cümle de olsa var mı? Yok... Bırakın halkı, mitinge giden CHP'nin il ve ilçe bazındaki yöneticilerine sorun bakalım, mitingden geriye aklınızda ne kaldı? diye... Neyi anlatacaklar ki; 33 dakikalık mitingin her tarafı ekonomik çözüm modeli olsa ne yazar!

CHP'nin "Menemen Gerçeklerine" dönersek; Menemen Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Hasan Ünal'ın CHP Meclis Üyesi grubunu her Meclis konuşmasında "GERÇEKLERLE" yüzleştirdiğine tanık olursunuz...  

İlginç olan şu ki; Serdar Aksoy da dahil, Menemen'deki hangi CHP'li olursa olsun, işin içinden çıkamadıkları anda, enkazı Hasan Ünal ve birlikte CHP'den istifa eden Meclis Üyeleri Ali Aydın ve Yiğit Özge'nin üstüne yıkmaya çalışıyorlar!

Serdar Aksoy'a hatırlatalım... Bilmiyorsa, duymamışsa da bıraksın ufaktan ufaktan medyaya açıklama yapmayı, çıksın her şeyi bir bir anlatsın! Kaldı ki; Serdar Aksoy yaşadıklarını parti parti değil ve sansürsüz konuşmaya başlarsa, CHP'nin İzmir özelinde kaç puan kaybedeceğini de biliyoruz! Ha bunlara bir de Urla'daki eklenirse; siz o zaman seyredin sinemayı! 

Ha bu arada; CHP İzmir, çok yakında büyük bir skandalla çalkalanırsa hiç şaşırmayınız! Şöyle böyle bir sarsıntıdan söz etmiyoruz! Zaten o kişilerde izzet-i nefis varsa; by by İzmir deyip, Fas'ın Fus'un yolunu tutarlar! Ankara'dan hissedilir mi? dediniz... CHP'nin "Fabrika Ayarlarına" dönmesine bile neden olacaktır diyebilirsiniz!

Gelelim şimdi Serdar Aksoy'a hatırlatmaya... Malumunuz, CHP'li Meclis Üyesi Deniz Karakurt, Serdar Aksoy'a  AK Partililerden daha fazla muhalefet yaptığını Meclis'te yaptığı konuşmalarda defalarca açıkladı...

Deniz Karakurt, dönemim CHP Menemen İlçe Başkanı Serdar Değirmenci tarafından CHP'ye üye yapılmış, çok kısa bir süre sonra da Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP Menemen Belediyesi Meclis Üye listesine yazılan bir isim... (Bakınız aşağıdaki Serdar Değirmenci videosuna.)

Deniz Karakurt'un Serdar Aksoy'a ilk defa ve sert bir şekilde dişini gösterdiği eylem; Aksoy'un Faaliyet Raporuna "RET" oyu vermekle olmuştu...  Karakurt, bu RET eyleminin ardından "istifa" kararı alır ve yanında CHP'li Nursel Katipoğlu adlı Meclis Üyesi ile Karşıyaka Mavişehir'de en son açılan AVM'nin arkasındaki (İZBAN Raylı yoluna yakın) evine gider...

Peki, Deniz Karakurt'u istifa kararından döndürmeye evine kim gider? 

CHP'nin Menemen İlçe Başkanı mı?

Bağ evine Meclis Üyesi nakliyatı yapan meşhur "O" Meclis üyesi mi?

Hayır!

Hasan Ünal... Koşar Deniz Karakurt'u istifa kararından döndürmeye! Yanında da kim vardır biliyor musunuz? Başkan Yardımcısı Mehmet Çakmak!

"Partimiz zarar görmesin, istifa etme" diye Deniz Karakurt'a dil döken Hasan Ünal, bugün neredeyse CHP'lilerin bir bardak suda boğmaya kalkışacakları kişi konumunda!

Serdar Değirmenci... CHP Menemen e. İlçe Başkanı... Başta İl Başkanı Deniz Yücel olmak koşuluyla; CHP'lilerin Menemen'de tek ve biricik abileri! 

Temsil, Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı'nın aklına Menemen mi düştü; ilk arayacağı kişi Serdar Değirmenci olur... Tıpkı 2-3 ay önce yapılan Menemen ilçe kongresi öncesinde yaşanılanlardaki gibi...

Mevcut ve kurdukları Y-CHP sistemine uygun adayları Ömer Güney'in karşısına rakip çıktığında nasıl ki birbirlerine dahi selam vermeyen hizipler bir araya gelip seferberlik ilan etmişlerdi...  Serdar Aksoy da tutuklandıktan sonra bunların tamamı Deniz Karakurt'un aday olması için aynı taktikle bir araya gelmişlerdi! Çok mutluydular Deniz Karakurt Başkan Vekili seçildiğinde... Demokrasi, barış, kardeşlik nutuklarından yanlarına yaklaşılmıyordu... Burunlarının uçları dahi göremeyen bu mutluluk sarhoşlarına, kısa bir süre iki plastik pinpon topu yetip artacaktı! 

Yanlışlıklar yüzlerinde patladıkça ayılacaklarına; Deniz Karakurt'un Başkan Vekili seçilmesini fırsat bilen bir eski belde belediye başkanı Serdar Aksoy'a olan hıncını döküyordu herkesin içinde: "Kim bu Serdar Aksoy? Kim, nasıl bunu aday yapmış? (...)" gerisini siz düşünün ey CHP'nin aday belirleme ustaları!

İşler tersine dönüp Başkan Vekilliği de Ak Parti adayı Aydın Pehlivan'a kaptırılınca, bu defa Hasan Ünal, Ali Aydın, Yiğit Özge günah keçisi ilan ediliyor; Meclis toplantısının üzerinden bir saat geçer geçmez disipline sevk edildikleri WhatsApp'tan telefonlarına tebliğ ediliyordu...

Ne mutlu ki bu üç Meclis Üyesi Serdar Aksoy kadar basiretsiz çıkmıyor; YDK'ya sevklerini bile beklemeden "Alın atınızı ...." deyip, yollarına "Bağımsız" devam edeceklerini ilan ediyorlardı...

Peki, böylesine gelişmeler yaşanılırken Serdar Değirmenci neden ağzını açıp konuşmuyordu? Ya da köşesinden yazılar yazıp o ince ve zarif düşüncelerini paylaşmıyordu yoldaşları ile? 

Bakın o Serdar Değirmenci CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında neler yazmış!

Değirmenci, Temmuz 2018'de Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başından gitmesi için "Değişim Şart" demiş ve bunları yazmış: 

"CHP bildiğiniz gibi:
Değişen bir şey yok …
Yine Parti Meclisi değişecek; genel başkan değişmeyecek…
Genel başkan değişmediği için, CHP’de değişmeyecek…
CHP değişmediği için, rejim değişecek…

Yeni bir başlangıca, yeni bir muhalefet anlayışına, yeni kadrolara, yeni bir genel başkana ihtiyaç var demektir…
119 tane genel başkan yardımcısının değiştiği bir partide, genel başkan değişmiyorsa nasıl seçim
kazanacaksınız?

Değişim şart…
Dünyada değişmeyen tek yasa, değişmektir…
İktidarın değişmesi için, muhalefetin değişmesi gerekir… Muhalefeti değiştirmeden iktidarı
değiştiremezsiniz…"https://www.egedesonsoz.com/yazar/Degisim-Sart/12119/%202/4

Deniz Yücel, 7 Ocak 2018'de yapılan kongrede CHP İzmir İl Başkanı seçildi...

Serdar Değirmenci, Deniz Yücel'in il başkanı olduğu dönemde 14 Temmuz 2018'de Kılıçdaroğlu gitmeli diye yazı yazıyor... 16 Şubat 2019'da Deniz Yücel'in tavsiyesi ve MYK kararı ile CHP Menemen İlçe Başkanlığı koltuğuna oturtuluyor! Ne güzel değil mi? 

Serdar Değirmenci, 2018'de Kılçdaroğlu değişsin diye yazı yazmış ve ödüllendirilmiş; ne yapsak bundan böyle günde 3 posta "Kılıçdaroğlu go home" diye yazı yazsak, acaba gelecek seçimlerde herhangi bir koltuğa acep kulp olabilir miyiz?

Sahi... "Kulp" kelimesi bu aralar Y-CHP'de yeni moda... Gözüne kestirdiklerine anında kulp takıp partiden atıyorlar... Mehmet Sevigen ve Hasan Karabağ geçen hafta kulp takılıp partiden atılan yeni ünlüler kervanına katılanlar oldu... Ha... YDK'cılar partiden attıklarına bir de teselli ikramiyesi sunuyorlarmış: "Biz attık ama, siz bize bakmayın, mahkemeye gidin kesin geriye dönersiniz!"   

Serdar Değirmenci'nin canlı yayında yaptığı açıklamalar yukarıda...

Menemen Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Hasan Ünal'ın da Aralık ayı 1. Meclis toplantısında yaptığı Serdar Değirmenci açıklamaları... 

Bu saatte kadar da Serdar Değirmenci cephesinden Hasan Ünal'ın Meclis'te yaptığı bu açıklamalara bir yanıt ya da yalanlama gelmedi... 

Hasan Ünal, MYK kararı ile CHP Menemen İlçe Başkanlığı koltuğuna oturtulan Serdar Değirmenci'nin adeta Kılıçdaroğlu'na olan bakışını ortaya koyuyor... Ünal, resmen Değirmenci'nin "Kılıçdaroğlu'nun Menemen'de esamesi okunmuyor" dediğini söylüyor ve Kılıçdaroğlu'nun Bergama, Aliağa seçim mini mitingleri dönüşünde Menemen'e Değirmenci tarafından sokulmadığını, "pankart masrafına ne gerek var" dediğini aktarıyor! 

Aslında Hasan Ünal bu konuşması ile hayatının ne büyük kıyağını da Serdar Değirmenci'ye yapmış oldu!

Nasıl mı?

Bakın görün ilk genel seçimlerinde Kılıçdaroğlu ve ekibi, Serdar Değirmenci'yi 2. Bölgeden 2. sıra vekillik adaylığına koymazlarsa!

Ne demiş Anadolu insanı... Böyle başa böyle şapka!