DEÜ Tıp Fakültesi 43. kuruluş yılını kutladı
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinin 43. kuruluş yılı dekanlık binasında düzenlenen törenle kutlandı.
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesinin 43. kuruluş yıl dönümü töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar, pandemi sürecinde tıp eğitiminin değerinin kamuoyunda bir kez daha anlaşıldığını belirterek, “Tıp eğitiminin geleceğinde, yeni gerçekliğe uygun bazı düzenlemelerin olacağını öngörüyoruz. Yeni dönemde yüksek teknoloji ile desteklenen tıp eğitimimizi, olağanüstü şartlar göz önüne alınarak ve fiziki yatırımlar eşliğinde güncellememiz gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesinin 43. kuruluş yılı dekanlık binasında düzenlenen törenle kutlandı. Pandemi kurallarına uygun şekilde gerçekleştirilen törene DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Uğur Malayoğlu ile Prof. Dr. Mehmet Ali Özcan, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Ergene, Başhekim Vekili Prof. Dr. Semih Küçükgüçlü, Genel Sekreter Engin Basmacı, dekan yardımcıları, başhekim yardımcıları ve Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri katıldı.
Tıp Fakültesi sosyal medya hesaplarından canlı olarak yayınlanan törende konuşan Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar, 1 Mart 1978 yılında kurulan fakültesinin 20 Temmuz 1982’de Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesine geçtiğini söyledi. Fakültede yürütülen çalışmaların kuruluşundan günümüze kadar aralıksız devam ettiğini belirten Hotar, “Bundan tam 43 yıl önce, sadece 12 öğretim üyesi ile başlayan bu yolculuk; ailemize katılan ve kendi yetiştirdiğimiz değerlerimiz ile birlikte her yıl büyümüş ve günümüzde 1246 bilim insanın yer aldığı eşsiz bir yapıya dönüşmüştür. Gücünü hekimlerimizin, mensuplarımızın ve mezunlarımızın varlığından alan fakültemiz, bölgesel hizmet sunan araştırma uygulama hastanemizin ve Sağlık Yerleşkemizin ana omurgasını teşkil etmiş; üniversitemizin adını dünya tıp literatürüne altın harflerle yazdırmıştır. Türkiye Mezuniyet Öncesi Tıp Eğitimi Ulusal Standartları’na sahip fakültemizden mezun olan yaklaşık 6500 hekimimiz, kamu ve özel sektörde ‘Dokuz Eylül’ ismini başarıyla temsil etmiştir. Bugün uluslararası bilinirliğe ve yetkinliğe sahip birimimizin mensubu olan hekimlerimiz, ülkemizin hemen her noktasında aziz milletimize hizmet etmekte; insanlara dokunmakta ve hastalara şifa dağıtmaktadır” dedi.
Yüksek teknolojili tıp eğitimi dönemi
Yaklaşık 15 aydır süren pandemi sürecinde tıp eğitiminin öneminin kamuoyunda daha da anlaşılır olduğuna işaret eden Rektör Prof. Dr. Nükhet Hotar, “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2.5 milyon insan, uluslararası toplumun çaresiz kaldığı yeni koronavirüs hastalığından dolayı hayatını kaybetti. Felaketin öznesi insan hayatı olunca, hekimlerin ve tıp fakültesindeki eğitimin ne kadar önemli olduğu kamuoyunda bir kez daha ortaya çıktı. Üniversite Rektörlüğü olarak bizler; gerek salgınla mücadele eylem planımızı ve uzaktan öğretim faaliyetlerimizi planlarken gerekse kamusal hizmetlerimizin aksatılmadan sürdürülmesini sağlayacak tedbirleri alırken, fakültemizdeki hocalarımızın bilgisine ve tecrübesine başvurduk. Uluslararası literatürü takip eden, donanımlı ve çok yönlü düşünebilen hekimleri yetiştirmenin birey ve toplum sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Rektörlük olarak, tıp eğitiminin geleceğinde, yeni gerçekliğe uygun bazı düzenlemelerin olacağını öngörüyoruz. Tıp’ta 4.0 bir dönüşüm müdür yoksa kurumsal bir kabiliyet göstergesi midir? Bunu tartışmalıyız. Biz, yeni dönemde yüksek teknoloji ile desteklenen tıp eğitimimizi, olağanüstü şartlar göz önüne alınarak ve fiziki yatırımlar eşliğinde güncellememiz gerektiğini düşünüyoruz. Göç konferansına teşrif eden Sayın Cumhurbaşkanımıza, sağlık yerleşkemizin fiziki/teknik şartlarının iyileştirilmesine yönelik bir talepte bulunduğumuzu da belirtmek isterim” diye konuştu.
İlklerin hastanesi
Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin ilkleri yaşatan bir hastane olduğunu belirten Başhekim Vekili Prof. Dr. Semih Küçükgüçlü, “1985 yılında 325 yatak kapasiteli olarak kurulan hastanemiz, bugün 1131 yatak kapasitesine ulaşmıştır. Bünyesinde 73 poliklinikle yılda ortalama 1,5 milyon kişiye sağlık hizmeti sunan hastanemiz; Ege Bölgesi ve Türkiye’nin sayılı merkezlerinde biridir. Hastanemiz, birçok ilkleriyle bilinen bir hastanedir. İlk MR görüntüleme merkezi ilk Acil Tıp uzmanlığı veren Acil Servisi, ilk günübirlik cerrahi merkezi, radyasyon onkolojisi, Meslek Hastalıkları Bilim Dalı ve Kliniği, GETAT merkezi, Covid-19 izlem merkezi örneklerimizdendir. Salıkta kalite standartları değerlendirmesinde aldığımız 97.65 puan, başarımızın bir kanıtı olarak kurumsallık kültürümüzü taçlandırmıştır. DEÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi ailesi olarak bunun haklı gururunu yaşıyoruz” diye konuştu.
Tıp Fakültesi’nin kuruluş sürecini anlatan Dekan Prof. Dr. Oktay Ergene, Türkiye Büyük Millet Meclisi bütçe komisyonunda alınan kararla, İzmir Tıp Fakültesi adıyla kurulduğunu söyledi. Ergene, “Fakültenin ilk toplantısı 1 Mart 1978 günü Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Bilgehan’ın başkanlığında yapılmıştır. İlk fakülte kurulunda ise Prof. Dr. Hamit Özgönül Dekan, Prof. Dr. Mithat Özer ve Prof. Dr. Nejat Kaplanoğlu ise Dekan Yardımcısı seçilmişlerdir” ifadelerini kullandı.
Törende, Tıp Fakültesi ve DEÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde 30. onur yılını tamamlayan akademik ve idari personele plaket takdim edildi. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, törenin ardından Covid-19 nedeniyle hayatını kaybeden Prof. Dr. Ahmet Uğur Yılmaz’ın adının verildiği Gündüz Tedavi Merkezi’ni ziyaret etti. Ayrıca DEÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde görevli 4D kadrolu personel de Sağlık-İş ve DEÜ arasında toplu iş sözleşmesinin imzalanmasındaki destekleri için DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’a çiçek takdim ederek teşekkür etti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.