CHP İzmir’de olağan kongre süreci 17 Ekim Cuma günü yapılan CHP 39. Olağan İzmir İl Kongresi ile tamamlandı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı olan Çağatay Güç tek aday olarak seçime girdi. Kongrede 650 il delegesinden 510’nun oy kullandı. Geçerli 473 oydan 447 oyu alan Çağatay Güç, CHP İzmir’in yeni il başkanı oldu.

İl Kongresi’nin ardından blok liste ve tek aday tartışmaları devam ederken, CHP’de genel başkan yardımcılığı, milletvekilliği, il başkanlığı gibi önemli kademelerde görevler yapan Alaattin Yüksel kongreyi değerlendirdi.

CHP İZMİR’E YAKIŞMADI!
Tek adaylı ve blok listeli kongrenin CHP İzmir’e yakışmadığını vurgulayan CHP’li Alaattin Yüksel açıklamasında, “Kongre bitti ancak tartışmasının bitmemesi gereken bir kongre oldu. Mevcut İl Başkanı tutuklu olduğu için olağanüstü süreç diye başladı. Ancak ilerleyen süreçte şunu gördük; İzmir’in tarihinde, CHP tarihinde bu kadar kısa, gün, saati itibariyle ve yürütülmesi itibariyle yanlış, bence her şeyi ile anti-demokratik koşulları altında yapılan bir kongre oldu. İzmir’e de CHP’ye de yakışmadı. CHP İzmir’e hiç yakışmadı. 2 saat süren bir kongre oldu. Arada beklemeler oldu. Liste tartışmaları yapılıyor dendi” dedi.

PARTİ İÇİ DEMORKASİ YENİDEN İŞETİLMELİ
İzmir’in CHP’nin amiral gemisi olduğunu dile getiren CHP’li Yüksel, “İzmir’de CHP, 2002’de 16 vekil aldı. 2004’te belediyelerin tamamına yakınını aldığı süreçten bu yana çeyrek asırlık AKP iktidarı döneminde en sağlam duran şehirdir. Ben 2001’de il başkanı seçildim. 2002-2004 başarılarıyla devam eden ve AKP’nin çeyrek asırlık iktidar döneminde İzmir, CHP’nin en güçlü olduğu il oldu. Bu yüzden hala CHP’nin amiral gemisi diye anılıyor. Ancak şu anda Türkiye’de CHP’nin güçlü olduğu ve İzmir, CHP’nin en sorunlu ili haline geldi. Bunu aşmak için bu kongre tasarlandı ancak doğru olmadı. Bizim yeniden parti içi demokrasi tartışmalarını açıyor olmamız çok üzücü. Parti içi demokrasi ile ilgili ciddi sorunumuz var. İzmir’in bu sıkıntıyı aşmasının tek bir yolu var; parti içi demokrasinin işletilmesi ve herkesin eşit koşullarda yarıştığı ortamı sağlaması. Özgürce yarışın olduğu, demokrasinin tam olarak işletildiği bir ortam yaratılmalı” dedi.

DEMOKRASİDEN KORKMAMAK GEREKİYOR
Yüksel açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Özgürlükten, demokrasiden korkmamak gerekiyor. Türkiye’de istediğimiz demokrasiyi ve özgürlükleri önce kendi partimiz için çalıştıracağız. 2001’den beri partide etik kurul oluşturulması için mücadele ediyorum. Yıllar önce parti meclisinden geçirmemize rağmen hala etik kurul askıda bekliyor. Parti içi demokrasiyi tam çalıştırmanın yollarını bulmalıyız. Etik kuralları öncelememiz lazım. Üyelerin de uyması gereken kuralların belirlenmesi gerekiyor.”