Bilindiği üzere; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 10 yıldır dilinden düşürmediği "yolsuzluk" masallarını duymayan kalmamıştır... Peki, sayın Kılıçdaroğlu'nun yolsuzluk konularında söylemi ile eylemi birbirini tutuyor mu? 2013 Yılında yolsuzluk yapanların korkulu rüyası olan TCK 235'te indirime gidilmesini TBMM getirip geçiren kim oldu? Bu TCK 235'e yapılan operasyon sayesinde kimler yaptıkları yolsuzluklardan dolayı cezaevine girmekten kurtuldu? Siz hiç duydunuz mu sayın Kılıçdaroğlu'nun bu yönde bir açıklamasını? Sayın Kılıçdaroğlu yaklaşık 1.5 ay öncesinde de "rüşvetin kökünü kazıyacağım" deyip eklemişti: "Başaramazsam siyaseti bırakırım!" Haziran 2019 İstanbul seçimlerinin ardından sayın Kılıçdaroğlu'nun siyaseti bırakıp, köşesine çekilmesi için iklimin müsait olduğunu, her geçen günün aleyhine işleyeceğine yönelik onlarca yazı yazdık... Neden mi? CHP'li Belediyelerin "DEVLET"in sabrını zorladığını, olması ve yapılması elzem operasyonlar karşısında da bu yükün altından sayın Kılıçdaroğlu'nun kalkamayacağını savunuyorduk... Dün olduğu gibi bugünde en az 15-20 CHP'li Belediye Başkanının yolsuzluklar ve kamuya açtıkları zararlar için görevden el çektirilmesi gerektiğini savunuyoruz... Kaldı ki bunları tek tek yazamaya kalktığınızda hangilerinin olduğunu sayın Kılıçdaroğlu ve ekibinin herkesten daha iyi bildiğini de söyleyebilirsiniz... 

Anadolu insanının tabiriyle; görünen köy kılavuz istemiyor maalesef...

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta Abant'ta CHP'li Milletvekillerinin katılımı ile gerçekleşen toplantıda adeta esmedi gürledi... Kılıçdaroğlu, 1.5 ay öncesinde dile getirdiği "rüşvetin kökünü kazıyacağım" konularına pek girmese de; konuşmasında hayat pahalığına ilişkin ele aldığı her konunun altını çizerek hesap soracağını haykırmıştı... Kılıçdaroğlu'nun Abant konuşmasının ardından deyim yerindeyse sosyal medyada topa girmeyen ne CHP ilçe ne de il başkanı kalıyordu... Bir şekilde konuşmasının her cümlesi ya da video görüntüsü kesilip kesilip sosyal medyada paylaşılıyordu... Açıkçası görünen manzara "hesap sorma" kampanyasına dönüşüyordu... 

Peki, kazın ayağı öyle mi?

Bugüne kadar "iş takipçisi" bir Meclis Üyesine dahi hesap sormayan/soramayan Kılıçdaroğlu ve ekibi kalkıp nasıl iktidara hesap sormayı başarabilecekti? Ya da halk bu söylemelere nasıl inanacaktı? Kılıçdaroğlu'nun bu hesap sorma söylemleri ilçesinde korumasız sokağa bile çıkamayan CHP'li Belediye Başkanlarını korumaya yönelik miydi? Hani kelin merhemi olsa başına sürer hesabı, hesap soracağım diyen adam önce hesap masasına kendi evinde oturmaz mı? Bırakın halkı, ilçesinde sokak hayvanları dahi yapılan yolsuzluklara, indiregandilere karşı isyan ederken; sayın Kılıçdaroğlu kimden nasıl hesap sorabilecekti?

Buyurun o zaman Alaattin Çakıcı'nın mektubuna... Çakıcı, nokta atışı yaparak Milas Belediye Başkanı hakkında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu göreve davet edip, adeta "haydi buyur hesap sor da görelim" diyor mektubunda... 

Peki, sayın Kılıçdaroğlu Milas Belediyesinin ne durumda olduğunu Çakıcı'dan önce bilmiyor muydu? Çakıcı geç kalmış olsa bile; sayın Kılıçdaroğlu'nun sadece Milas değil, onlarca Belediye hakkında Ocak 2021'den beri net bilgilere sahip olduğunu düşünüyoruz!

İŞTE ALAATTİN ÇAKICI'NIN KILIÇDAROĞLU'NU BİLAS BELEDİYESİ İÇİN GÖREVE DAVET EDEN O MEKTUBU:

Not: Mektup, Çakıcı'nın sosyal medya Twitter hesabından geçilmiştir.