Ali Rıza Avcan, İzmir Büyükşehir Belediyesinin 'Tıkır Tıkır' çalışma hallerini yazdı: Takur tukur...
CHP, belediye başkanlarını "Takır Takır çalışıyorlar" sloganı altında Kayseri'de topluyor! Kaçının takır takır, kaçının takur tukur çalıştığını DEVLETİMİZ de yılbaşı öncesinde Renkli Türkçe Sinemascop vizyona koyuyor! Avcan'da İzmir'in tıkırtısını yazmış
ALİ RIZA AVCAN
İzmir, 15 Mayıs 1919'da başlayan işgal ve 9 Eylül 1922'deki Kurtuluş arasındaki süreçte, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın zor günlerini birebir yaşamış, Lozan Barış Antlaşması görüşmelerinin yapıldığı süreçte toplanan İzmir İktisat Kongresi ile ülkemizin bağımsızlığında, özgürlüğünde simgeleşmiş kadim bir kenttir.
İzmir ve Ege Bölgesi ayrıca, Osmanlı'nın çöküş döneminde Emperyalist ülkelerin alacaklarını tahsil etmek amacıyla kurdukları Düyun-u Umumiye isimli örgütün, Tütün Rejisi'nin ve onun kolcularının yarattığı sömürü ve acıları en derin şekilde yaşamış bir kenttir.
Dün bu kentin parlamentosu niteliğindeki İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde yapılan görüşmelerin başında Genel Sekreter Yardımcısı Eser Atak tarafından, geçtiğimiz günlerde şaibeli bir şekilde en pahalı teklifi veren firmaya ihale edilen Buca Metrosu hakkında açıklamalar yapılarak aşağıdaki görselin de aralarında bulunduğu bilgiler verildi.
Bu görsel de göreceğiniz gibi, Buca Metrosu İhalesi'nin, bu topraklarda uygulanmak üzere TBMM tarafından düzenlenen Kamu İhale Kanunu hükümlerine göre değil, EBRD; yani Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın ihale kurallarına göre yapıldığı açıklandı.
Bir sömürge memuru edası ve küstahlığıyla yapılan bu açıklama sonrasında resmen kanım dondu ve İzmir'de 21. yüzyılın Düyun-u Umumiye kurumu olan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın kurallarına göre ihale yapılmasının mümkün olmayacağını, olamayacağını düşünmeye başladım.
Evet, AKP iktidarı Devlet İhale Kanunu'nda yaptığı yüzlerce değişiklik sayesinde emperyalizmin uluslararası kurumlarını bu topraklara sokmak ve söz sahibi yapmak için düzenlemeler yapmış olabilir; ama, bu ülkenin kurucusu olduğunu söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve bu partinin belediye başkanları ile belediye bürokratlarının bu topraklardaki iktidarı, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası gibi, merkezi Londra'daki uluslararası emperyalizmin kurumlarına teslim edemezler, etmemelidirler.
Aksi takdirde devamlı şekilde şikayet ettikleri AKP'nin, kendisi için koyduğu bir istisna hükmünden yararlanarak onunla işbirliği yapmış, onun sağladığı bir kolaylıkla uluslararası emperyalizmin yüce amaçlarına hizmet etmiş olurlar.
O nedenle, Batı hayranlığı içinde sömürge valisi ya da memuru zihniyeti ile davranıp kendi, ülkesinin ve halkının elindeki gücü Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası'nın eline teslim edenlerin, onların tavsiye ya da önerilerine göre ihale yapanların derhal bu görevlerinden istifa etmeleri ya da uzaklaştırılmaları gerektiğini düşünüyor ve savunuyorum.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.